bugün

16 nisan 2017 anayasa değişikliği referandumu

kötünün iyisi bir sonuca gebe olmuş referandumdur. halk 'al tamam, ülkeyi tek başına yönet, sen de kurtul, biz de kurtulalım.' demiştir. onca büyük şehirden hayır çıkmış olması da hayırlıdır, o kadar da bilinçsiz değilmişiz. mantıken bu sonuçlar kutuplaşmayı azaltmalı, ben şimdi komşuma daha bir umutla bakar oldum.

şimdi çözülemeyen her problemde parmağımızın işaret edeceği tek bir adam var. aslına bakarsan büyük cesaret, adam elini taşın değil kocaman bir kayanın altına dün gece itibarıyla koydu. üstelik bu defa krizin dibini görmüş bir ekonomi devralmıyor, krize girmek üzere olan, hatta belki de krizde olan bir ekonomi devralıyor. işi daha zor.

ülkede milli gelirin yüzde 77'sini üreten ilk 20 büyük kentin, yüzde 62'lik kısmı üreten 13'ünde çoğunluk hayır demiştir. bu sonuçlarla erken seçime gitmek bilekleri dikine değil de enine kesmek gibi olur, yani hayatta kalma şansı var, eyvallah, ama bunun riski ortada ki dün ancak idam konusuna atıfta bulunabilmiş ve başkanlığa geçiş için 2019'u işaret etmiştir. iki buçuk yılda hazırlanılacak seçimde senin işsizliği, enflasyonu, haliyle sevmediğin faizleri düşürmen lazım, dolar'ı stabil hale getirmen lazım. öte yandan oy kapabilmek için uygulamak durumunda olduğun büyümeyi destekleyici genişlemeci maliye ve para politikasıyla iyice bütçeyi bozmaman da lazım. zor.

ben muhalefetin yerinde olsam hiç erken seçime falan zorlamam, atı alan hayır'ın daha çok çıktığı Üsküdar'ı geçmiştir, 'buyur başkan, yönet bakalım ülkeyi' derim. zaten askıya alınmış bir anayasayla tek adam olan bir adam, şimdi resmi olarak tek adam olmuş ve belki de iktidarının sonunu kendi getirmiştir.