bugün
- rusların en iyi olduğu şeyler8
- fulya öztürk9
- hani u19 gelecekti ühühühühühühü8
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak8
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim12
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası43
- icardi190533
- maldivlere gitmek varken eminönü nde takılan martı10
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz23
- fenerbahçe14
- dursun özbek19
- yeşil gözlü erkek olmak10
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi24
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması11
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması12
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı13
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması8
- galatasaray11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı107
- izmir sıcağı9
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur17
- sevgilinin kız arkadaş lobisi9
- anın görüntüsü18
- karıya kıza doymuş erkek31
- bir şarkı sözü der ki10
- mert hakan yandaş31
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- fenerbahçe büyüklüğü9
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
- fenerbahçe taraftarı26
- jayden oosterwolde9
- dokunmaya kıyamadan sevmek21
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz22
- bik bikinize ne dikersiniz13
- mühendis erkeklerin genel özellikleri8
- bik bik'in cinsiyeti16
- ruh varsa neden görünmüyor13
- aşık olmadan sevişmek17
- en çok yaşamak istenilen şehir11
- bik bik için diktiğim keten pantolon10
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur9
- erkolar kapatılsın15
- galatasaray'ın yaşaması muhtemel facia15
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması14
parkların vazgeçilmez ve nostaljik oyun aletiydi.
eskiden şatafatlı mekanlar değildi parklar. birbirinden güzel tasarımlara sahip plastik tahterevalliler (değil! dattirivalli o!) ya da güvenli bir zemin üzerine kurulmuş uçak şeklindeki kırmızı salıncaklar yoktu.
bildiğiniz sac metalden yapılmış ve yine metal borularla birbirine bağlanmış paslı kaydıraklar, zincirini her an koparıp sizi atmosfere yollamak için tetikte bekleyen salıncaklar, yere vurduğunuzda o zavallı kıçınızı tabiri caizse "darmadağın eden" tahterevalliler vardı.
bir de park ahalisi vardı. genelde sabit kimselerden oluşurdu. zaman zaman dışarıdan gelen yabancı ailelerin çocukları da katılırdı gruba. insanlarla tanışma gereği duymaksızın "hadi gel kaydırak yapalım" diyebildiğimiz masumane zamanlardı tabi onlar.
kaydırağa koşarak tırmanabilmek bizim için k2'nin zirvesine çıkmak gibiydi.
pek azımız yapabilirdi tabi. kafa üstü kuma çakılanlar, dizleri paslı metal tarafından biçilenler, kıçını yaz ortası sıcağıyla kavrulmuş kaydırcak sacına sürtüp kızartanlar..
ama kahraman olurduk bunu başaran. ilah olurdu, idol olurdu. çocuklar gözünüzün yağını yemek için sıraya girerdi, parmakla gösterilen süperstar olurdunuz; hata zemine çakılıp kırılmış kıçını imzalatmak isteyen bile çıkardı (yok daha neler.)
"hoş zamanlardı bunlar" diyeceğim. yok yahu değildi. annem giydirirdi beni. örme bir etek ve örme bir hırka, ayağıma 36 numara tuvalet terliği; saçlar bildiğiniz kezban örgüsü..
bir de yaramaz bir çocuksanız ve parka birkaç metre uzaklıktaki bir evde oturuyorsanız en büyük hobilerinizden biri "salıncakta kafa yarmak" olurdu. şahsım yarmıştı da zatn, böyle dünyanız kararıyor; gözünüz yaşarıyor, gökyüzünü görüyorsunuz falan..
allah vermesin gerçekten denilesidir. mahallenin yaramazı sizi tahterevalli'nin tepesine hapsetse o bile daha makul.
(bkz: kaydırağa koşarak çıkabilenler)
eskiden şatafatlı mekanlar değildi parklar. birbirinden güzel tasarımlara sahip plastik tahterevalliler (değil! dattirivalli o!) ya da güvenli bir zemin üzerine kurulmuş uçak şeklindeki kırmızı salıncaklar yoktu.
bildiğiniz sac metalden yapılmış ve yine metal borularla birbirine bağlanmış paslı kaydıraklar, zincirini her an koparıp sizi atmosfere yollamak için tetikte bekleyen salıncaklar, yere vurduğunuzda o zavallı kıçınızı tabiri caizse "darmadağın eden" tahterevalliler vardı.
bir de park ahalisi vardı. genelde sabit kimselerden oluşurdu. zaman zaman dışarıdan gelen yabancı ailelerin çocukları da katılırdı gruba. insanlarla tanışma gereği duymaksızın "hadi gel kaydırak yapalım" diyebildiğimiz masumane zamanlardı tabi onlar.
kaydırağa koşarak tırmanabilmek bizim için k2'nin zirvesine çıkmak gibiydi.
pek azımız yapabilirdi tabi. kafa üstü kuma çakılanlar, dizleri paslı metal tarafından biçilenler, kıçını yaz ortası sıcağıyla kavrulmuş kaydırcak sacına sürtüp kızartanlar..
ama kahraman olurduk bunu başaran. ilah olurdu, idol olurdu. çocuklar gözünüzün yağını yemek için sıraya girerdi, parmakla gösterilen süperstar olurdunuz; hata zemine çakılıp kırılmış kıçını imzalatmak isteyen bile çıkardı (yok daha neler.)
"hoş zamanlardı bunlar" diyeceğim. yok yahu değildi. annem giydirirdi beni. örme bir etek ve örme bir hırka, ayağıma 36 numara tuvalet terliği; saçlar bildiğiniz kezban örgüsü..
bir de yaramaz bir çocuksanız ve parka birkaç metre uzaklıktaki bir evde oturuyorsanız en büyük hobilerinizden biri "salıncakta kafa yarmak" olurdu. şahsım yarmıştı da zatn, böyle dünyanız kararıyor; gözünüz yaşarıyor, gökyüzünü görüyorsunuz falan..
allah vermesin gerçekten denilesidir. mahallenin yaramazı sizi tahterevalli'nin tepesine hapsetse o bile daha makul.
(bkz: kaydırağa koşarak çıkabilenler)
güncel Önemli Başlıklar