bugün

kardeşi öldürüp padişah olmak

baştan söyleyeyim bunu savunmak yahut kötülemek için yazmıyorum.

sadece bir durum tespiti.

esasında bu mevzu o kadar da basit değil.

zira şehzadelerin kardeşleri yoktur. şehzadelerin, kendileri gibi taht adayı olan rakipleri vardır.

aynı zamanda, padişahların da oğulları yoktur. kendinden sonra tahta geçmek üzere yetiştirilen şehzadeleri vardır.

haliyle bu noktadan sonra işin dinamikleri değişir ve bildiğimiz aile düzeni sınırlarını aşar.

diğer bir deyişle, devlet bekası dediğimiz kavram, bürokrasi çerçevesinde aile bağlarının önüne geçer. örneğin ikinci murat fatih sultan mehmet'in babasından önce padişahıdır. fatih ikinci murat'ın oğlundan önce şehzadesidir. ahmet, fatih'in kardeşinden önce rakibidir.

bugün kendi ailemiz içinde yaşadığımız anne baba abla kardeş ilişkileri çerçevesinde düşünerek bu durumu algılayamayız.

dönemin girift halde işleyen devlet ve aile ilişkileri ve bu ilişkilerin üzerinde yükseldiği paradigmalar yüzyıllar öncesine ait bir dünya düzeninin ürünüdür. öyle yüzlerce yıl sonra kalkıp oturduğumuz yerden kendi şartlarımıza göre değerlendirmeyiz. bu tarih disiplinin temel prensiplerine aykırıdır.