bugün

er meydanında güreşen kadın emine pehlivan

türk tarihi yazılırken tarihimizde geçen kadın kahramanları sürekli yad ederiz.

tomris katun'dan başlar, "kara fatma" seher erden'den çıkar, aziz ruhlarına birer dua göndermeyi de ihmal etmeyiz.

tabi ki türk tarihi denildiğinde akla gelen ilk imgelerden biri de "ata sporumuz" olan güreştir.
hele ki şu anda tam olarak olimpiyat havasında iken size tarihin tozlu sayfaları arasından bir kahraman bulup çıkaracağım.

kahramanımız 1920'li yılların efsane güreşçilerinden biridir.
emine pehlivan olarak bilinen bu kadın, hemcinslerine göre bir hayli iri yapılıdır. boyu yaklaşık 180-185 olduğu, kilosunun da boyu ile orantılı bir şekilde heybetli olduğu söylenir.
çorum ya da tokatlıdır emine pehlivan...
kocası istiklal harbi gazisidir, lakin cumhuriyetin ilanından kısa süre sonra vefat etmiş, emine kadın dul kalmıştır.
esasen kocası da bir pehlivandır ve emine pehlivan güreş tutmayı kocasından öğrenmiştir.

kocası müsabakalara hazırlanırken emine ile antrenman yapar, bildiği numaraları karısına da öğretirmiş.

eh, hiç türk erkeği, kadınından ayrı olur mu?
olmaz tabi, türk erkeği kadınının sahibi değil "eş"idir.

ve emine de hem hayat gailesinde, hem de antrenmanlarda kocasına eş olmuştur işte.

her ne ise...
emine hanım kocasının ölümünden sonra kocasından öğrendiği güreş taktikleri ile er meydanına çıkar, güreş tutmaya başlar.
fakat kendi cüssesinde, kendine rakip bir kadın güreşçi bulunamamaktadır.
hal böyle iken emine pehlivan er meydanında erkeklerle güreş tutmaya başlar.

tarihçi murat sertoğlu bir yazısında emine pehlivan'dan şöyle bahseder.

--spoiler--
memleketini iyice bilmiyorum ama, tokat veya çorum taraflarından olması gerekiyor.
öyle dumuştuk.
şöyle ortadan uzun boylu, esmer, çatık kara gözlü ve kara kaşlı seksen kiloluk bir kadındı.
ve bu kadın kendi hemcinslerine değil, erkek pehlivanlara meydan okur, onlarla güreş tutardı.
siyah bir mayo giyerdi.
iyice kapalı, paçaları uzun bir mayo...
tabii bu haliyle yağlanamayacağından dolayı, yağlı güreş yapmazdı. serbest güreş veya az bildiği grekoromen güreşi yapardı. yani aslında karakucakçı idi.
saçlarını da başına siyah bir yemeni ile sımsıkı bağlar, müsabakalara öyle çıkardı.
kolları çok kuvvetli idi.
çok ustaca el ense çekerdi.
güreşin inceliklerini çok iyi bilirdi.
hele tuttuğu pehlivanı bir defa bastırdı mı, ne yapar eder onu mağlup ederdi.
--spoiler--

evet, işte emine pehlivan'ın er meydanında meydan okuduğu erkek pehlivanlar, onun kadın olmasına aldanmış ve karşısına çıkarak onunla güreş tutmuş ve mağlup olmuşlardır.

işte emine pehlivan'ın ünü bu tip müsabakalar ile epey bir yayılmış.
güreşleri organize edenler büyük paralar teklif etmesine rağmen, koskoca başpehlivanlar emine pehlivan'ın karşısında çıkmaya imtina etmişlerdir.
zira emine pehlivan'ın karşısında çıkıp yenilseler bütün ünleri şöhretleri tehlikeye girecek diye düşünmüşlerdir.

hatta bir keresinde emine pehlivan, atatürk'ün de çok sevdiği başpehlivan olan çoban mehmet'e meydan okumuş, lakin bu meydan okumaya cevap alamamıştır.

emine pehlivan 1930'ların başlarına kadar bu tip güreş kumpanyalarında şehir şehir gezmiş ve pek çok müsabakaya çıkıp erkek pehlivanları yenmiştir.

ama tabi her devrin bir sonu olduğu gibi bu güzel günlerin de bir sonu gelmiş.
yıllar geçtikçe emine pehlivan yaşlanmış, güçten kuvvetten düşmeye başlamış.

bir defasında rahatlıkla alt edebileceği bir güreşiyi çok zorlanarak uzun uğraşlar neticesinde yenebilmiştir.
tabi bu durum karşısında organizatörler çare aramaya başlamışlar, emine pehlivan'ın rakiplerine fazladan para vererek onların mahsus yenilmesini sağlamışlardır.

bu organizasyon da bir süre devam etmiş, emine pehlivan organizatörler sayesinde rakiplerini tuş etmeye devam etmiştir.

fakat günlerden bir gün fatih tiyatrosunda yapılacak bir müsabaka için organizatörler bir beyaz rus güreşçi ile anlaşmışlar. beyaz rus başta yenilmeyi kabul etmiş, tam sahaya çıkacaklar iken seyirciler emine pehlivan lehine müthiş bir tezahurata başlayınca rus; "ben bu kadına yenilmem, çıkar güreşirim, yenebilirse beni yensin"diyerek şike yapmaktan vazgeçmiştir.
neyse organizatörler biraz daha fazla para, biraz da tehdit ile rus'u ikna etmişler, emine pehlivan'da rus'u yenmiş seyirciyi coşturmuştur.

her nasılsa bu olay emine pehlivan'ın kulağına gitmiş.
bir süredir yendiği güreşçilerin kendisine para karşılığında yenildiğini duyunca çok kızmış, çok üzülmüş.
onuruna dokunan bu durum sonrası, organizatörlerle kavga ederek kumpanyayı terk etmiş ve o günden sonra da bir daha kendisini ne gören, ne de duyan olmuş...

filhakika, bu dünyadan işte böyle bir emine pehlivan da gelip geçmiş...