bugün

türkiyede neden kitap okunmuyor sorunsalı

beyin bedava, ama söz kıymetlidir.

bizde halen göçebe kültür hakimdir.

yani sözlü kültür. söz, bilgi ve kültürün aktarılması ve yeniden yorumlanmasında en etkili araçtır.

birini tarif ederken kullanılan en önemli övgülerden biri "adam, iyi konuşuyor"dur.

birisi anlatsın biz dinleyelim kolaycılığı hakimdir. anlatılan masal olur, söylenilen türkü olur, yapılan dedikodu olur, verilen vaaz ve nasihat olur, yapılan hitabet, edilen sohbet hep sözlüdür.

"sözüm söz"dür, "sözümü yere düşürtmem" ve de "sözümü ikiletmem".

söz önemlidir yani:

"söz ola kese savaşı,
söz ola kestire başı,
söz ola ağulu aşı
yağ ile bal ede bir söz"

yazı da vardır kültürümüzde ama "alın yazısıdır" mürekkep ve kağıda ihtiyacı yoktur, "kuran yazısıdır" okumasını bilmeyiz okusak da anlamını bilmeyiz ama her arapça yazılı kağıdı "kuran"dan olabilir der öper ve ayak altından kaldırırız.

kitap? okumak?

ilk emri "oku!" olan, peygamberi "ticaret erbabı" olan bir dinin hakim olduğu bir kültür ortamındayız. ama sözün dinlenmesine nazaran çok daha aktif bir öğrenme şekli olan okumak ve yazmak bize zor gelir. ticareti beceremeyiz ve yüzyıllarca yahudi, ermeni ve rumların iştigal sahasına terkederiz. anadolu'da gayrımüslimlerin çoğu kalmadığında da "türk aklı" ve "pratik zeka"sı ile "türk usulü" yöntemlerle yaptığımız ticareti de aldatma ve tağşiş üzerine yaparız.

işte bunlar hep göçebe kültürün halen genetik kodlarımızda ve günlük hayatımızı içinde ve işleyişinde devam edegeliyor oluşundandır.