bugün

galatasaray

iki kronik sıkıntısı vardır.
1- liselilerin vesayeti: bir kulüp düşünün ki dünyanın en büyük lise kulübü olsun şaka gibi.
2- futbolcuya dayalı düzen! futbolcunun keyfine göre yönetilen idmanlar vs. olunca böylesi kritik kondisyon düşüşlerine şaşırmamak lazım. bu vasıfsızlar geçen sene prandelli'nin topsuz idmanlarını eleştiriyorlardı. halbuki hamza'nın 3 kupayı almasını sağlayan kondisyonu prandelli yüklemişti.

-kulüp lise vesayetinden kolayca kurtulamaz. anca bir milyarder ortaya servet koyacak ki kulübü satın alsın ya da taraftar -bildiğin kanlı- bir devrimle kulübü ele geçirecek başka yol yok. o zamana kadar kulüp için zerre kazandırma yapmamalıdır. neticede bu adamlar somalı madenciler hayrına oynanan maç gelirini dahi cebe indirmiş midesizler tarafından idare edilir.

-futbolcuya dayalı vesayet olmuyor olmuyor. daha kaç kere tecrübe edeceğiz? ya 1996-2000 kadrosu gibi yetenekli bir jenerasyon beklersin ya da fatih terim gibi bunları idare edecek bir otoriter figür getirirsin. ama bunlara rağmen başarı garantisi yine de olmayan bir sistem neden yıllarca sürdürülür? bunun da cevabı yönetim ve futbolcular arasındaki o rant bağıdır.