bugün
- karşı cinste çekici gelen özellikler19
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz12
- evlenmelik sözlük erkekleri26
- beşiktaşın en kötü sezonunda bile kupa alması8
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması10
- ismail kartal8
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray12
- mauro icardi12
- rüyada olduğunu fark etmek10
- ergin ataman12
- fenerbahçe taraftarı9
- aslolan fenerbahcedirin anlık suratı10
- ikizler burcu erkeği8
- nihavend longa8
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım20
- mika raun'un gelinlik giymesi12
- emre belözoğlu9
- sokak hayvanları uyutulacak34
- mert hakan yandaş23
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı20
- 26 mayıs 2024 konyaspor galatasaray maçı10
- pornhub com10
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler14
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar11
- neden yazarlık yapıyorsunuz20
- true bekarsa ispatlasın13
- sözlükteki en sapık 10 yazar16
- fettullah gülen'in ölmesi22
- ölen arkadaşın karısının seksi olması9
- türk kızları neden gülümsemiyor17
- namaz kılan kemalist fayda görür mü11
- fenerbahçe amblemindeki ot9
- yaya geçidinde kendini yola atan alman16
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi17
- online 28 yazar şu an ne yapıyor15
- bir kadın nasıl susturulur27
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı11
- türk kızlarındaki zenci merakı15
- menzilcilerin gay gay hareketleri13
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat19
- iremga'yı taşlamak17
- türkiye fakirse halk neden obez30
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor14
- lise eteğini saklayan hatun13
- putine bir savaş taktiği ver12
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- hayırlı cumalar9
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması9
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi9
Bugüne kadar hep bana hayran kalan kızlarla sevgili olduğumu fark ettim. Hayran kalınacak bir tarafım var mı bilmiyorum, biraz idealistim sadece. Belki bu yüzden hiç birisi kalıcı olmadı. Sadece bir tanesi derin iz bıraktı ve hala içtikçe aklıma geliyor, konuşasım, yazasım, ayaklarına kapanıp özür dileyesim, hüngür hüngür ağlayasım geliyor. Başka bir kızın kollarındayken onun için ağladım, belki 10-15 dakika boyunca hıçkıra hıçkıra ağladım. Kendi kötülüğüme, onun mutsuzluğuna, hayatın adiliğine ağladım. Sonra yorgunluktan uyuyakaldım.
Keşke her şey çok güzel olsaydı, ben içip içip yazmasaydım buralara, onun yerine senin dizlerinde uyuyakalsaydım. Sen beni uyandırıp hadi yatalım artık, geç oldu deseydin. Nefes alıp verişini dinleyerek mutlu olsaydım sana beli etmeden. Kalp atışlarım hızlanınca sana belli etmemeye çalışıp uyuyor taklidi yapsaydım, beni izlediğini bile bile. Sonra birden bire öpüp şaşırtsaydım seni. Geçen gün birlikte hiç vapura binmediğimiz geldi aklıma, hüzünlendim. Sonra daha çok sende kalmadığım için hüzünlendim, ne olurdu sanki derse yetişeceğim diye erken çıkmasaydım evden, uzun uzun kahvaltı etseydik. Seni sigaraya başlattığım için üzüldüm sonra da, sırf ben içiyorum diye. Bazen düşünüyorum, arada bir yaktığın sigaralarda ben geliyor muyumdur acaba aklına? Ya da her kedi sevişinde, ya da ayvalık tostu yiyişinde.
Sana bir şiir yazdım ve kapağında istiklal caddesi olan bir defteri doldurdum sadece seninle ilgili. Sürekli yanımda taşıyorum belki bir gün tesadüfen karşılaşırız da sana veririm diye. Çokta utanıyorum. Öyle şeyler yazdım ki. Geçenlerde doğum günündü, sensiz geçirdiğim 3. doğum günün. iyi ki doğdun. Aynı gün metroda bir kız gördüm, gördüğüm her kızı sana benzetiyorum artık, emin olamıyorum gerçekten. O yüzden bir arkadaşıma seni gösterdim, ben mi benzetiyorum diye. Gerçekten benziyormuş ama sen değişmişsin. Arkadaşlarım sana aşık olduğumu düşünüyor, aşık olmasam böyle şeyler yapmazmışım. Yapardım. Aşık olmasam da yapardım, olsam da yapardım. Çünkü sen tüm tanımlamaların, duyguların ötesinde bir şeysin benim için. Şey diyorum çünkü hiç bir kelimeye sığdıramıyorum seni. Yine geçenlerde çok saçma sapan bir yerde bir fotoğrafını gördüm. Belki o yüzden içip içip yazıyorum buralara. Bilmiyorum. Çok yorgunum. Uyuyamıyorum, her gece 3-4 gibi yatıp sabah 6 gibi anca uyuyorum. Sürekli bir asansörden düştüğüm kabuslar görüp uyanıyorum, 8 gibi de okula yollanmak üzere kalkıyorum.
Aradan 2 yıl geçti ve ben hala senin hakkında şeyler düşünüp yazıyorum. Okula giderken her gün mecidiyeköyden geçiyorum ve orda olmadığını bildiğim halde her gün dikkatle insanlara bakıyorum. Belki bir ihtimal diye. Kendime bunu neden yapıyorum? Kuantum mekaniği, elektro manyetik teori, klasik mekanik ödevlerim birikti. Kendimi dünyadan, her şeyden soyutladığım, sıkıntı mutsuzluk hissetmediğim nadir anlar bilimle uğraşırken, bir de kitap okurken geçirdiğim anlar. Geçenlerde metrobüste suç ve cezayı okurken bir kız elime dokundu, bilerek. Sen sandım yine. Benimle aynı durakta indi, biraz takip ettim. Sonra ne saçmalıyorum ben diyip önden yürüdüm, bu seferde o beni takip etti. Sonra kendimi evin önünde buldum, kız yoktu. Raskolnikov'a bağlıyorum bazen.
Bugün çok yağmur yağdı, umarım üşütmemişsindir. Ben bir aydır iyileşemedim, tam iyileşecek gibiydim ama yine hasta oldum. Kendime dikkat ediyorum ama elimde değil, ölümüm gripten olacak sanırım. Kaç aydır, orhan pamuk - masumiyet müzesini okumak istiyorum ama korkudan başlayamıyorum bir türlü. Okuduğum kitaplardan çok etkileniyorum biliyorsun. Suç ve cezayı okumak için Raskolnikov ile aynı yaşta olmayı bekledim. Tutunamayanları bile aldıktan 4 sene sonra okudum, biliyorsun. Belki bir 4 sene daha beklemeliymişim. Böyle disconnectus erectusa bağlar mıydım acaba yine?
Dün gece bir kız onun selim ışığı olmamı istedi. Ben hak ediyor muyum gerçekten böyle sevilmeyi? Bu kadar kötülük yapmış bir insan, seni terk etmiş bir insan, tanımadığın bir şehirde daha 18 yaşına yeni girmişken yapayalnız bırakan bir insan neyi hak eder ki? Deliriyorum, belki de bunu hak ediyorumdur. Eskiden inançlı bir insanken senin için dua ederdim, onun mutsuzluğu benim olsun, o mutlu olsun diye. Şimdi ne kadar inançlıyım bilmiyorum, sadece eğer her şeye gücü yeten ve kontrol eden bir yaratıcı gerçekten varsa sana hak ettiğin mutluluğu vermesini istiyorum. Yoksa da umarım çok mutlu olursun çubuk krakerim.
Keşke her şey çok güzel olsaydı, ben içip içip yazmasaydım buralara, onun yerine senin dizlerinde uyuyakalsaydım. Sen beni uyandırıp hadi yatalım artık, geç oldu deseydin. Nefes alıp verişini dinleyerek mutlu olsaydım sana beli etmeden. Kalp atışlarım hızlanınca sana belli etmemeye çalışıp uyuyor taklidi yapsaydım, beni izlediğini bile bile. Sonra birden bire öpüp şaşırtsaydım seni. Geçen gün birlikte hiç vapura binmediğimiz geldi aklıma, hüzünlendim. Sonra daha çok sende kalmadığım için hüzünlendim, ne olurdu sanki derse yetişeceğim diye erken çıkmasaydım evden, uzun uzun kahvaltı etseydik. Seni sigaraya başlattığım için üzüldüm sonra da, sırf ben içiyorum diye. Bazen düşünüyorum, arada bir yaktığın sigaralarda ben geliyor muyumdur acaba aklına? Ya da her kedi sevişinde, ya da ayvalık tostu yiyişinde.
Sana bir şiir yazdım ve kapağında istiklal caddesi olan bir defteri doldurdum sadece seninle ilgili. Sürekli yanımda taşıyorum belki bir gün tesadüfen karşılaşırız da sana veririm diye. Çokta utanıyorum. Öyle şeyler yazdım ki. Geçenlerde doğum günündü, sensiz geçirdiğim 3. doğum günün. iyi ki doğdun. Aynı gün metroda bir kız gördüm, gördüğüm her kızı sana benzetiyorum artık, emin olamıyorum gerçekten. O yüzden bir arkadaşıma seni gösterdim, ben mi benzetiyorum diye. Gerçekten benziyormuş ama sen değişmişsin. Arkadaşlarım sana aşık olduğumu düşünüyor, aşık olmasam böyle şeyler yapmazmışım. Yapardım. Aşık olmasam da yapardım, olsam da yapardım. Çünkü sen tüm tanımlamaların, duyguların ötesinde bir şeysin benim için. Şey diyorum çünkü hiç bir kelimeye sığdıramıyorum seni. Yine geçenlerde çok saçma sapan bir yerde bir fotoğrafını gördüm. Belki o yüzden içip içip yazıyorum buralara. Bilmiyorum. Çok yorgunum. Uyuyamıyorum, her gece 3-4 gibi yatıp sabah 6 gibi anca uyuyorum. Sürekli bir asansörden düştüğüm kabuslar görüp uyanıyorum, 8 gibi de okula yollanmak üzere kalkıyorum.
Aradan 2 yıl geçti ve ben hala senin hakkında şeyler düşünüp yazıyorum. Okula giderken her gün mecidiyeköyden geçiyorum ve orda olmadığını bildiğim halde her gün dikkatle insanlara bakıyorum. Belki bir ihtimal diye. Kendime bunu neden yapıyorum? Kuantum mekaniği, elektro manyetik teori, klasik mekanik ödevlerim birikti. Kendimi dünyadan, her şeyden soyutladığım, sıkıntı mutsuzluk hissetmediğim nadir anlar bilimle uğraşırken, bir de kitap okurken geçirdiğim anlar. Geçenlerde metrobüste suç ve cezayı okurken bir kız elime dokundu, bilerek. Sen sandım yine. Benimle aynı durakta indi, biraz takip ettim. Sonra ne saçmalıyorum ben diyip önden yürüdüm, bu seferde o beni takip etti. Sonra kendimi evin önünde buldum, kız yoktu. Raskolnikov'a bağlıyorum bazen.
Bugün çok yağmur yağdı, umarım üşütmemişsindir. Ben bir aydır iyileşemedim, tam iyileşecek gibiydim ama yine hasta oldum. Kendime dikkat ediyorum ama elimde değil, ölümüm gripten olacak sanırım. Kaç aydır, orhan pamuk - masumiyet müzesini okumak istiyorum ama korkudan başlayamıyorum bir türlü. Okuduğum kitaplardan çok etkileniyorum biliyorsun. Suç ve cezayı okumak için Raskolnikov ile aynı yaşta olmayı bekledim. Tutunamayanları bile aldıktan 4 sene sonra okudum, biliyorsun. Belki bir 4 sene daha beklemeliymişim. Böyle disconnectus erectusa bağlar mıydım acaba yine?
Dün gece bir kız onun selim ışığı olmamı istedi. Ben hak ediyor muyum gerçekten böyle sevilmeyi? Bu kadar kötülük yapmış bir insan, seni terk etmiş bir insan, tanımadığın bir şehirde daha 18 yaşına yeni girmişken yapayalnız bırakan bir insan neyi hak eder ki? Deliriyorum, belki de bunu hak ediyorumdur. Eskiden inançlı bir insanken senin için dua ederdim, onun mutsuzluğu benim olsun, o mutlu olsun diye. Şimdi ne kadar inançlıyım bilmiyorum, sadece eğer her şeye gücü yeten ve kontrol eden bir yaratıcı gerçekten varsa sana hak ettiğin mutluluğu vermesini istiyorum. Yoksa da umarım çok mutlu olursun çubuk krakerim.
güncel Önemli Başlıklar