bugün

hamamönü

Her gidişimde kendimi Ankara'nın griliğinden soyutladığım tarih kokulu mecradır. Sokaklarında dolaşırken ruhum dinlenir, sanat Sokağı'nda oturup çayıma patatesli gözlemeyi katık ederim. Bir de erkan oğur'un sesi yankılandı mı sokakta yakarım sigaramı üflerim göğün göğsüne... Ayrılmadan evvel muhakkak uğrayıp Tacettin Dergâh'ına Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarı başında duamı ederim.

Orada içtiğim Dibek kahvesi'nin tadını başka yerde bulamadım, ya mekân güzel yapıyordu ya da Hamamönü tadına tat katıyordu, bilemiyorum. On beş kişiyi bulan arkadaş buluşmalarımızda, canlı müzik yapan mekânın terasını kapatmış gibi hissederdik kendimizi... Sanki bağlamadan başka bir şey çalınamazmış gibi düşünürdüm, hatta bağlama bile modern kalırdı. Kopuz çalınmalı, sokakları onun sesi doldurmalıydı.

Ankara'nın göbeğinde tarih, sizi sımsıcak kucaklar burada.