bugün

sıçtı cafer bez getir

bir anım vardır bununla ilgili..
bizim bir komşumuz vardı.. hiç bitmek bilmeyen asker hikayelerini dinlemekten usanmıyordum.. garipti, çünkü ilkokul mezunu olmasına rağmen acayip derecede akıcı ve güzel bir uslubu vardı. anlatırken insanı kendine çekiyordu adeta. gel zaman git zaman biz kanka olduk adeta amcamla, aramızdaki 34 yaş farkına aldırmadan.. çok da esprili adamdı vesselam, kendiyle dalga geçmeyi de çok severdi..

yine bir akşamdı, dalmıştık muhabbete, atıyordu sağdan soldan yine, bende ilgili ilgili inanıyordum, en azından gülüyordum anlattıklarına, yalan olsun olmasın, son derece samimi ve içten anlatıyordu.. ayfer teyze de -eşi- bana öyle alışmıştı ki, evlatları gibi olmuştum artık.

çay içiyoruz üçümüz, uzun zamandır ilk defa bu kadar ciddi bir konuda konuşuyoruz. konumuz ölüm..
derken kapı çalıyor. ayfer teyze hareketleniyor kapıyı açmak için. o sırada ben de amcamın kulağına fısıldıyorum, "gelen azrail olmasın?" diye. "yok" diyor, "bu saatte gelmez o"

derken ayfer teyze geliyor içeri, "kapıcıymış, çöpü almaya gelmiş" diyor. amcam basıyor kahkahayı birden. biz birşey anlamadan bakıyoruz. sonra ayağa kalkıyor amcam, derken bir ses, "pırrrt".. apartman inliyor adeta..
biz tam koptuğumuz anda, kapı tekrar çalıyor, kapıyı amcam açıyor, kapıcıdan gelen korkunç cümleyi duyuyoruz. "amca o neydi yaa?"

ayfer teyze patlatıyor tabi, "sıçtı cafer bez getir.." hayatımda kötü tek bir kelime duymadığım teyzemin ağzından bunu duyunca gözlerimden yaşlar aktı.. kendisi de koptu tabi.. amcam da çaresiz geldi, "ulan" dedi, "sizinle ciddi muhabbet eden de kabahat"..

küçük bir detay olarak belirtmeliyim ki, amcamın adı cafer'di.. mekanı cennet olsun..