bugün

death note

ilk izlediğimde , ne kadar ömrün kalacağını bilmek için yarı ömrünü feda eder misin paradoksuna sürüklemiş zekanın çizgilerde vucut bulmuş hali..bilsem bi türlü , daha az yaşıcam ama belki kalan zamanımu bildiğim için daha kuralsız daha dolu dolu bi hayat olucak ama tam eğlence başlamışken yarısı kadar azalıcak..bilmesem , ne kadar ne kadar diye hep tetik üstünde yaşyarak ne şimdiden zevk alıcam ne geleceği kurmaya cesaret olucak..neyse sonra boyu mu işlevi mi gibi bi çağrışım yaptı film orda koptu..ben ikinci paradoksum olan , ligth mı l miye geri döndüm..