bugün
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması22
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı9
- gideon reid morgan jj39
- manyak olmaya karar verdim10
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla15
- hakemlerle şampiyon olmak11
- jose mourinho29
- anın görüntüsü13
- sözlük erkeklerinin fotoları başlığına bakan erkek8
- yazarlardan akıl almak18
- fenerbahçe9
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- siradansiradisibiri8
- kuresele yavsayan gotler tam liste24
- meral akşener11
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir16
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması15
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi8
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak23
- aydinoglu bombala22
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- erkeklerin çoğunun yalnız olması11
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan8
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- ali koç12
- sözlükten hatun kaldırmak24
- magicovento14
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
Enfes bir mavi sakal parçasıdır, bu parçayla ilgili bir anımı paylaşayım sizinle sevgili sözlük...
Çok küsür yıl sevdiğim bi' arkadaşım vardı, yıllarca peşinden koştum... Beren diyelim bu arkadaşa. Lise yıllarım boyunca, -ki bereni liseden önce tanıyordum- belki de hala salak gibi, sevdim ben bereni... Bir ara bi' ilişkim olmuştu kendisiyle, kısa sürdü, bitti. Ama ben öyle böyle sevmemiştim, o kadar zaman geçti hala görsem kalbimin farklı attığını hissederim. Mevsimler geldi geçti, unutamadığımdan, tamamen saf duygularımla tekrardan beraber olmak istedim, bi' bahane buldu. Yıllar geçti tekrardan istedim, başka bahaneler... Ama nasıl parçalanıyordu içim yanımda olmayınca. Ona karşı bir şeyler hissetmeden önce de arkadaştık çünkü, sonra bok oldu her şey, çok zaman "keşke sadece arkadaş olarak görebilseydim onu..." diye iç geçirmişimdir. Baktım bu mesafeler beni öldürüyor, uzunca bi' süre arkadaşı ayağına yattım... Öyle bi' boyuta geldi ki bu arkadaşlık, beren'e olan hislerimi kendisine söylesem bi' daha görüşmek istememesinden korkar bi' vaziyet almıştı...
Velhasıl-ı kelam, bir gün bir şekilde öğrendi beren benim hala onu sevdiğimi. Beraber geçirdiğimiz bunca zamandan sonra kendimi sevdirdiğimi düşünüyorum ki, bu seferki çabalarım bi' sonuç verecek gibi duruyordu. Tabii çok uğraştım, ilk defa hislerimi her yanıyla anlattım ona. Yıllarca nasıl beklediğimi, ona olan sevgimi, içimdeki umudu. Ve ona dedim ki, "bu kez son, ya bu çabalarım sonuç verir ve seninle güzel günlerimiz olur, ya da sonsuza dek hayatından çıkarım..."
Bazı durumları oturup düşünmüş olmalı ki, bu kez her şey iyi gitmeye başlamıştı. Beren'i ilk defa öpmüştüm, beraber çok güzel bir hafta geçirdik ve beni mezuniyetine kavalyesi olarak çağırdı. Demiştik ki, bu da ilk buluşmamız olsun...
Mezuniyete gittik sevgili sözlük, içim kıpır kıpır, otelin dışında bir yerde arkadaşımla sigara içiyorum, beren'in gelmesini bekliyorum. Onu karşılarken söyleyeceğim güzel sözler düşünüyorum. Tabi hiç bir şey planlandığı gibi gitmez ya, doğaçlama takılıyorum o an espirili bi' tavırla. Beren koluma giriyor, çok güzel göründüğünü söylememe gerek yok... Salona giriyoruz, kulağımda Clapton'dan wonderful tonight çalıyor adeta, öyle bir ruh hali içerisindeyim...
Gece ilerliyor dans ediyoruz, eğleniyoruz, beren'in yakın arkadaşları geliyorlar tanışıyorum, bazıları masaya oturuyor sohbet ediyorum. Yine Beren'in arkadaşlarından bazılarının geldiği bi' sırada, masada soğuk bi hava esiyor. Sonra bi' ara beren lavaboya gideceğim diyor, onunla gitmek istiyorum, sen gelme diyor. Bir saat boyunca gelmiyor sevgili sözlük. Aynı zamanda bir saat önce muhabbet ettiğimiz çocuk -ismi Ahmet olsun- ortadan kayboluyor, hani şu soğuk rüzgarlar estiren çocuk, ben safım tabi ahmet'le geleceğe dair planlarından filan konuşuyorum...
Tedirgin oluyorum, bir saat masada tek başıma oturuyorum, bereni arıyorum, lavabodayım diye geçiştiriyor. Geliyor sonunda, geçiştiriyor yine bi' şekilde, tamam diyorum. Dans ediyoruz, takılıyoruz. Beren lavaboya kaçıyor ikide bir, her gidişinde 15 dakika gelmiyor. Bir şeyler olduğunu biliyorum tabi, lavabolara giriyorum kimse yok, salonda kimse yok, dışarı çıkıyorum en sonunda. Biliyorum ki dışarıdan gelecek, kaç sigara içtiğimi ben bile hatırlamıyorum sözlük onu beklerken...
Ve Beren, Ahmet'le otelin arkasından bir yerden geliyor sözlük. Sigarayı yiyeceğim adeta, sanıyorum ki ne kadar duman çekersem, o kadar sahte olacak bu görüntü... Beren geliyor yanıma, yavaş yavaş, bitmiyor o yol, bitmesin istiyorum, bitiyor...
"Sadece konuştuk", susuyorum, beren ahmet'le aşağı iniyor. Bunun üstüne salonda dans ediyorlar söylenenlere göre. Sigaramı bitirip iniyorum, beren'e gecenin başında çekilmiş oldugumuz fotografı veriyorum ve tam giderken soruyor:
BRN: "Nereye gidiyorsun?"
SYS: "Nereye gideyim?"
Ve çıktıktan sonra düşünüyorum sözlük, "bu kez son, ya bu çabalarım sonuç verir ve seninle güzel günlerimiz olur, ya da sonsuza dek hayatından çıkarım..."
O günden beri iki yol'u dinleyemezdim sözlük, ta ki bugüne kadar. Bir düğüne giderken paylaşmış olduğu olağanüstü güzel fotoğrafları görene kadar...
Saygılar...
edit: imla
Çok küsür yıl sevdiğim bi' arkadaşım vardı, yıllarca peşinden koştum... Beren diyelim bu arkadaşa. Lise yıllarım boyunca, -ki bereni liseden önce tanıyordum- belki de hala salak gibi, sevdim ben bereni... Bir ara bi' ilişkim olmuştu kendisiyle, kısa sürdü, bitti. Ama ben öyle böyle sevmemiştim, o kadar zaman geçti hala görsem kalbimin farklı attığını hissederim. Mevsimler geldi geçti, unutamadığımdan, tamamen saf duygularımla tekrardan beraber olmak istedim, bi' bahane buldu. Yıllar geçti tekrardan istedim, başka bahaneler... Ama nasıl parçalanıyordu içim yanımda olmayınca. Ona karşı bir şeyler hissetmeden önce de arkadaştık çünkü, sonra bok oldu her şey, çok zaman "keşke sadece arkadaş olarak görebilseydim onu..." diye iç geçirmişimdir. Baktım bu mesafeler beni öldürüyor, uzunca bi' süre arkadaşı ayağına yattım... Öyle bi' boyuta geldi ki bu arkadaşlık, beren'e olan hislerimi kendisine söylesem bi' daha görüşmek istememesinden korkar bi' vaziyet almıştı...
Velhasıl-ı kelam, bir gün bir şekilde öğrendi beren benim hala onu sevdiğimi. Beraber geçirdiğimiz bunca zamandan sonra kendimi sevdirdiğimi düşünüyorum ki, bu seferki çabalarım bi' sonuç verecek gibi duruyordu. Tabii çok uğraştım, ilk defa hislerimi her yanıyla anlattım ona. Yıllarca nasıl beklediğimi, ona olan sevgimi, içimdeki umudu. Ve ona dedim ki, "bu kez son, ya bu çabalarım sonuç verir ve seninle güzel günlerimiz olur, ya da sonsuza dek hayatından çıkarım..."
Bazı durumları oturup düşünmüş olmalı ki, bu kez her şey iyi gitmeye başlamıştı. Beren'i ilk defa öpmüştüm, beraber çok güzel bir hafta geçirdik ve beni mezuniyetine kavalyesi olarak çağırdı. Demiştik ki, bu da ilk buluşmamız olsun...
Mezuniyete gittik sevgili sözlük, içim kıpır kıpır, otelin dışında bir yerde arkadaşımla sigara içiyorum, beren'in gelmesini bekliyorum. Onu karşılarken söyleyeceğim güzel sözler düşünüyorum. Tabi hiç bir şey planlandığı gibi gitmez ya, doğaçlama takılıyorum o an espirili bi' tavırla. Beren koluma giriyor, çok güzel göründüğünü söylememe gerek yok... Salona giriyoruz, kulağımda Clapton'dan wonderful tonight çalıyor adeta, öyle bir ruh hali içerisindeyim...
Gece ilerliyor dans ediyoruz, eğleniyoruz, beren'in yakın arkadaşları geliyorlar tanışıyorum, bazıları masaya oturuyor sohbet ediyorum. Yine Beren'in arkadaşlarından bazılarının geldiği bi' sırada, masada soğuk bi hava esiyor. Sonra bi' ara beren lavaboya gideceğim diyor, onunla gitmek istiyorum, sen gelme diyor. Bir saat boyunca gelmiyor sevgili sözlük. Aynı zamanda bir saat önce muhabbet ettiğimiz çocuk -ismi Ahmet olsun- ortadan kayboluyor, hani şu soğuk rüzgarlar estiren çocuk, ben safım tabi ahmet'le geleceğe dair planlarından filan konuşuyorum...
Tedirgin oluyorum, bir saat masada tek başıma oturuyorum, bereni arıyorum, lavabodayım diye geçiştiriyor. Geliyor sonunda, geçiştiriyor yine bi' şekilde, tamam diyorum. Dans ediyoruz, takılıyoruz. Beren lavaboya kaçıyor ikide bir, her gidişinde 15 dakika gelmiyor. Bir şeyler olduğunu biliyorum tabi, lavabolara giriyorum kimse yok, salonda kimse yok, dışarı çıkıyorum en sonunda. Biliyorum ki dışarıdan gelecek, kaç sigara içtiğimi ben bile hatırlamıyorum sözlük onu beklerken...
Ve Beren, Ahmet'le otelin arkasından bir yerden geliyor sözlük. Sigarayı yiyeceğim adeta, sanıyorum ki ne kadar duman çekersem, o kadar sahte olacak bu görüntü... Beren geliyor yanıma, yavaş yavaş, bitmiyor o yol, bitmesin istiyorum, bitiyor...
"Sadece konuştuk", susuyorum, beren ahmet'le aşağı iniyor. Bunun üstüne salonda dans ediyorlar söylenenlere göre. Sigaramı bitirip iniyorum, beren'e gecenin başında çekilmiş oldugumuz fotografı veriyorum ve tam giderken soruyor:
BRN: "Nereye gidiyorsun?"
SYS: "Nereye gideyim?"
Ve çıktıktan sonra düşünüyorum sözlük, "bu kez son, ya bu çabalarım sonuç verir ve seninle güzel günlerimiz olur, ya da sonsuza dek hayatından çıkarım..."
O günden beri iki yol'u dinleyemezdim sözlük, ta ki bugüne kadar. Bir düğüne giderken paylaşmış olduğu olağanüstü güzel fotoğrafları görene kadar...
Saygılar...
edit: imla
güncel Önemli Başlıklar