bugün

sözlük yazarlarının itirafları

- geleli neredeyse bir aya yakın oldu ve ülke yanıyor olsa bile geri dönmüyormuşum. bu sanırım uzun zamandır aldığım tek iyi haberdi. bana ihtiyaç yok, demek istediğim, o şekilde. en azından birilerinin ölebilecekler ile kalabilecekleri ayırt edebiliyor olduğunu gösteriyor ki bu da iyi bir şey. soğuk ve acımasız ve adaletsiz düşünüyorum, doğru. bana lanetler okunması da çok umrumda değil. ben biliyorum ki hayat oynadığım oyunlardan farklı. ölürsen, ölüyorsun. anca çene çalıştıran heveslilerine de seçim şansı sunulsa yaşamlarını geride bırakıp kesin çözüm olduğuna emin olduğu şeye girişmezler, ki bu da onları adi ikiyüzlüler yapıyor. ortada başkaları var nasılsa, değil mi? herkes klavyeyi önüne alıp ahkamını kessin. benim aklımdaki çözümün imkanını bana sunsalar, ki aslında çok farklı olmamakla beraber aşırıdır, sanıyorum ki gözümü bile kırpmazdım. beni onlardan ve ortalama insandan ayıran sanıyorum ki budur. boş konuşmam.

- az önce eşini makyajsız görünce boşayan adamla ilgili haberi tekrar gördüm. abicim evleneceğin kadının yüzünü yıkayıp bakmaz mısın? ama lanet olsun toplumumuzun yere batası normlarına ki, eşin olarak seçmeyi düşündüğün insanla öncesinden birlikte yaşayıp da bunu yürütüp yürütemeyeceğine, kalkıştığın işin oluru olup olmadığına dair fikir sahibi olamıyorsun. eğer nispeten kültürlü ve nispeten varlıklıysan medeni bir birliktelik yaşayıp bunu anlayabiliyorsun ama muhafazakarlık varsa vay haline! çünkü şunu anlatamıyorsun; görüp görüştükten sonra herkesin evine gittiği ilişki, akşam aynı eve, gece aynı yatağa girmeye, iyisiyle kötüsüyle hayatı paylaşmaya benzemiyor. ben arasından su sızmayan onlarca adam/kadın bilirim ki aynı öğrenci evine çıkınca gırtlak gırtlağa geldiler, ve bunlar hepi topu akşam aynı yemeği yiyip aynı evde ayrı odalarda yatacak insanlardı, hayatlarını birleştirmiyorlardı!

demem o ki, sikiyim geleneği göreneği örfü adeti, birisiyle ciddi düşünüyorsanız, bu benim için doğru insan olabilir diyorsanız, önce birlikte aynı evde yaşamayı deneyin. bir somun ekmeği birlikte kırın, eve giren üç kuruşu ne yapıyorsunuz bir görün, ev hallerinizde birbirinizi tanıyın, zorluklara karşı birlikte duruyor musunuz, sorumluluk alabiliyor musunuz bir görün ve bu birkaç ay içinde birbirinizi öldürme kıvamına gelmiyorsanız basın nikahı, bu hayat sizin belinizi bükemez demektir.

- yukarıdaki maddeye itinaden; hayatınızı siz yaşayacaksınız, bilmem hatırlatmama gerek var mı? ne ananız babanız, ne akrabalarınız, ne mahallenizdeki komşular, ne başka birisi. kafalarınızı yenileyin artık! kendi mutluluğunuzu düşünün oğlum, ruh hastası mısınız, ruh hastası olma niyetiniz mi var? yaptığınız her seçimin sonuçlarını siz yaşayacaksınız siz! sizi mutsuzluğa sevk edeceğinden emin olduğunuz hiçbir seçimi yapmayın! konuşmak kolay, nasılsa ceremesini çeken kendi olmayacak, çekilen ceremeden de haberi bile olmayacak.

hayatın amacını götünüzden anlamayın. hayata uyumlu olmaya değil, mutlu olmaya geldiniz. eğer bu ikisi çelişiyorsa, mutlu olmayı seçin. bu süreçte kaybedeceğiniz hiçbir şey ya da hiç kimse ihtiyaçlarınız dahilinde değildir ve olmamıştır.

- annem arkamda ağlarken bile aklımda hayatımda istediğim tek şey vardı: rahat bırakılmak. beni rahat bırakın. benim işime karışmayın. hayatıma karışmayın. neyi ne zaman yapmam gerektiğine karışmayın. benimle görüşmeyin. beni yalnız bırakın. tek istediğim sadece bana ait bir yer. onun içinde kuracağım bir hayat. sadece benim. ve kimsenin ulaşamadığı, ben istemedikçe.

- ayrıca inanıyorum ki aziz vatan yarrağı yemiştir ve geri dönüşü yoktur. kurtarabileceğine inanan varsa elini taşın altına soksundur zira vakit çoktan geçmiştir ve benim, özellikle halka iniş tecrübemden sonra, bunun bir parçası olmaya en ufak bir niyetim yoktur. fırsatını bulursam siktir olacağımdır ve eminim ki kimse buna üzülmeyecektir. kazan-kazan durumu. izole ve bireysel, kopuk ve mutlu bir hayat yaşayıp ölmek arzusundayım ve buralara ne olacağını uzaktan izlemek bile istemiyorum.