bugün

müslüman ülkelerin kaderi

akşam akşam otururken dünyanın hâli beni derin düşüncelere gark eyledi. benim de içimden tüm Dünyaya bakarak, düşüncelerimi yazmak geldi. Bazılarına sert ve rahatsız gelebilir düşüncelerim. Baştan uyarayım. Çok hassassan okumayıp geçebilirsin. Bakın müslüman ülkeler, benim de ülkem dahil olmak üzere, hepsi dinin suistimal edildiği ülkeler. Bu ülkelerin ortak özellikleri şunlar;

-insanlara değer verilmemesi
-Her daim iç-dış savaş olması, terör
-Fakirlik
-Açlık
-işsizlik
-Medeniyetsizlik
-Bilimin gelişmemesi
-Hayat şartlarının berbat olması
-Eğitimsizlik
-Kadının ezilmesi
-Mutsuzluk
-Gerginlik
-Dış mihraplar tarafından her daim sömürülmek

Bu listeyi daha da uzatabilirim lâkin ana başlıkları bu kadar indirgeyebildim. Siyasi oyunları bir kenara bırakırsak, hiç düşündünüz mü müslüman olmayan ülkelerin çoğunun bunları neden yaşamadığını? Hiç düşündünüz mü aslında hayatımızın dinle alakası olmadığını? Gerçekten oturup düşündünüz mü bilmiyorum ama ben çok düşündüm, çok okudum çok araştırdım. Tekrar siyasi hesapları bir yana bırakalım, ABD-israil yapımı bir terör örgütü olan IŞiD'in yaptığı islama sığmaz diyenlere üzülerek söylemeliyim ki, maalesef islama sığıyor. Hayal kırıklığına mı uğradınız? Demek ki sen Kuran'ı hiç okumamışsın. Çünkü Kuran der ki-özet olarak- Müslüman olmayanların canını alabilirsin. Hatta böylece sevaba bile girebilirsin. (ABD-israil, islamdan nefret ettirerek oranın hakimi olmaya çalışıyor, bunu görmüyor musunuz, biraz araştırıp okuyunuz lütfen.) Geçelim. Biri islam hoşgörü dini mi dedi? O zaman bir de şu açıdan bakalım: islam hoşgörü dini tamam, peki Müslüman olmayana, alkol alana, zina yapana, oruç tutmayana, namaz kılmayana pis kafir cehennemde cayır cayır yanacaksın derken, islam hâlâ hoşgörü dini mi? Bu ne yaman çelişki böyle?

Siz körü körüne dinine bağlanan hangi müslüman ülkenin geliştiğini, muasır medeniyetlere ulaştığını gördünüz? Bilime tamamen kapalı olup - Herşey Allahtan- diyen bir beynin bilimsel gelişim yaşayacağına inanır mısınız? Ben inanmam. Bunun ardında da eğitimsizlik, bilgisizlik, cahillik gelir. Bunların olduğu yerde yaşam kalitesi düşer. Yaşam kalitesinin düştüğü yerde mutsuzluk ve gerginlik meydana gelir.

Benim cinsimi aşağılayan, benim her yanımı örtmenin doğru olduğunu söyleyen bir dine inanmak demek benim kendime hiç saygı duymamam ve kendi karakterimi hiçe saymam demektir. Benim ayak bileğimden bile tahrik olacak olan erkeği de sapık yerine koymaktır zannımca. Sahi erkekler, o kadar zayıf mısınız ki, sizi kadının ayak bileğinden bile tahrik olacak kadar sapık yerine koyan bu dini savunuyorsunuz?

Mesela size bir örnek vereyim. Estonya'yı bilir misiniz? Yaklaşık 1,3 milyon nüfusunun %75'i inançsızdır. Hiç bir dine mensup değildir. Anayasalarında din özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Duydunuz mu onların ateşlerde yandığını, duydunuz mu inanmadıkları için başlarına bela geldiğini? Ben duymadım. Zaten yok öyle bir şey. %99.8 gibi bir oranla dünyanın en çok okuma yazma bile nüfus oranına sahiptir. Avrupada ekonomisi en güçlü gelişen ülkeler arasında neredeyse birincidir. Savaş yoktur. Açlık yoktur. Kişi başına düşen gayri sarfi milli hasılası 12.300 Amerikan Doları ile Baltık Ülkeleri arasında en yüksek olanıdır. Ne oldu şimdi bunlar dinsiz diye, ülke battı mı? Ha öbür dünya diyorsunuz. Öbür dünyayı görmedim, bilimsel veriler olmadan yorum yapamam, lâkin öyle bir yer varsa neden bu ülkede çabalıyorsunuz, topluca intihar edin fazla günaha girmeden. Daha iyi değil mi?
3 kutsal kitabı da okudum. Hepsi çelişkilerle dolu. Kime inanalım?

Avrupada da bir çok ülke dinine bağlı. Her hafta sonu kiliseye gidenler mi istersiniz, dini görevlerini yerine getirenler mi? Ancak insanlar asla dinini uluorta yaşamıyor, asla başka dine inanan ya da hiç inanmayan insanları yargılamıyor ve asla devlet işlerine dini karıştırmıyor. Ve hiç bir hükümet oradaki insanları asla din ile vuramaz, sömüremez. Mutlu mesut yaşıyorlar, Hayat standartları yüksek, işsizlik ve açlık gibi dertleri yok, sürünmüyorlar, en önemlisi huzur dolular. Peki onlar mı aptal, yoksa müslüman ülkelerde yaşayanlar mı?

Aslında demek istediğim, din öyle bir şeydir ki, girdap gibidir. Kapıldın mı kendini kaybedersin. Herkes inanma ihtiyacı hissedebilir, herkes bir şeye inanabilir, fakat bunu kendi içinde hissedip kendi içinde halletmek lazım, kimse kimsenin neye inandığını ya da inanmadığını sorgulama hakkına sahip değildir. Ben herkese saygı duyarım, inananın da neye neden inandığını merak ederim o kadar.

Peki biz, elinde Kuranla oy isteyen cumhurbaşkanına, dini değerlerimizi sömüren hükümete, savaşa, açlığa, medeniyetsizliğe, bilimsizliğe, cahilliğe, parasızlığa, işsizliğe mi layığız? Mutsuzluğumuz içinde boğularak can vereceğimiz, kimsenin kimseyi sevmediği, sürekli asık suratla dolaşılan bir ülkede yaşamaya mı layığız? Hiç sanmıyorum. Ama umutluyum -umudumu kaybedersem ölürüm çünkü- bir gün karanlıklar aydınlığa çıkacak.

edit:imla