bugün

uludağ sözlük ayrılıkçı türkler birliği

sakın sakın...

kimseye teslim olduğumuz, korktuğumuz falan düşünülmesin. türkler kürtlere ne teslim olur, ne de korkar. burada mücadelemiz kurtulmak, kürt istilasını durdurmak adınadır.

elbette bu topraklar kanla alındı.
ama unutmayın ki girit'de, selanik'de, üsküp'te, saraybosna'da kanla alındı.

halep, kerkük, musul kanla alınmadı mı? ceviz mi verdik karşılığında?

devir değişir, konjunktur değişir sevgili arkadaşlar.

geldiğimiz bu noktada da değişen bir durum söz konusu. bunu görmemek için kör olmak gerekir.

yukarıda bir arkadaş "odaya taş atılınca odayı mı kilitliyorsunuz" demiş. uygunsuz bir benzetme bu, bu duruma uygun benzetme "kangren olan bacağın kesilmesi" benzetmesidir ki ne yazık ki bahsedilen bölgelerdeki vaka da işte bu kangren vakasına örnektir.

o topraklardan kaç lira vergi topluyorsun?
ne ürün alıyorsun?

sana getirisini bırak, orayı mamur etmek için gönderdiğin iş makinanı yakıyor, mühendisini, işçini, öğretmenini dahi kaçırıyor ve hatta öldürüyorlar.

sen hala ısrarla buradan "vatan" bunları yapanlardan "vatandaş" diye bahsediyorsun.

ben hdp'lilerin benim ödediğim vergilerden maaş almasına, parti yardımı almasına razı değilim, hakkımı paylaşmaya, benden olmayanın beni sömürmesine razı değilim arkadaş.

sen razısın, çünkü oraları bir bok sanıyorsun.
ömrün boyunca gitmedin, gidecek durumun da yok zaten.

biz askerde pkk tarafından basılan köye gittiğimizde, ahırı pkk'lılarca yakılmış kürt vatandaş bize su bile vermedi. sana vereceğini mi sanıyorsun?

orada beslenen her asker, sıkılan her kurşun, yakılan her litre mazot, sorti yapan her uçak, ödenmeyen her elektrik faturası, sana bana giriyor, haberin var mı?

var ama işine gelmiyor.
zira sende yaratılan algı bu. değişmez, değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

sen bu zihniyette gittikçe, kazığın ucu sana girdiği gibi bana da giriyor.

sen sana girenden mutlu olabilirsin, ama bana giren benim canımı acıtıyor...