bugün
- atatürkün mason localarını kapattırması15
- almanyada hilafet gösterisi10
- 99 098 146 tl satılan saat10
- magicovento28
- atatürk'ün kuran'ı kerim'i tercüme ettirmesi11
- son 22 yılın özeti20
- ahmet uğurlu8
- d varank21
- bir erkeğin bir kadına çicek alması12
- uzun entry giren erkek10
- ayak fotosu isteyen yazarlar9
- sözlük kızları sözlük erkeklerine yazıyor mudur13
- albay kemal18
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak20
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün12
- davaciyimbe8
- zalbert ramstein den alt dudak almak8
- atatürk'e iftira atmak8
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır17
- kadınların erkeklerden üstün olduğu konular20
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz24
- keyiflenmek için ne yapıyorsun11
- 122112as8
- israilin kurulmasına kimler öncülük etti16
- üçten fazla dövmesi olan kız9
- hoşlandığı erkek tezgahtar çıkınca ağlayan kız9
- sözlükteki cemaatçiler listesi9
- zenci erkekler neden ilgi görüyor9
- afganistana vizelerin kaldırılması17
- almanya türkiye emeklilik karşılaştırması11
- kadınlara vajinalı demek11
- fenerbahçe22
- japonya'nın yarısı kürtlerindir18
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması13
- akp döneminde kürtlerin asimile olması12
- kemalizm27
- kavga etmek isteyen kadın8
- müge anlı daki 18 yaşındaki lamia13
- icardi190512
- bu gece intihar edeceğim77
- siklememe sanatı8
- trt'nin osmanlı dizileri26
- her canlı şeyi sudan yarattık11
- bütün pitbullar uyutulmalı20
- rte'nin artık fenerbahçeli değilim açıklaması8
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi19
- pipisine tapılan adam16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi24
- kemalistlerin islamcılara daima saplaması12
- allah neye benzer17
genel anlamda en sağlıklı beslenme şeklide denilebilir, ancak et ürünlerinden alınabilecek olan proteinler, omega 3, e vitamini, k vitamini gibi maddelerin dışarıdan baklagiller, kuruyemiş veya sebzelerden alınması gereklidir.
et ürünlerinin sindirimi oldukça zordur ve ne kadar pişirilirse, pişirilsin yinede vucut et'teki zararlı organizmalara maruz kalacaktır. et'in sürekli olarak tüketimi durumunda mide, bağırsaklar ve sindirimi sisteminin düzenli çalışmasını yavaşlatacak ve bir süre sonra bozulmasına neden olabilir. et'te yabancı ve zehirli dediğimiz pek çok toksinler bulunmaktadır, bunlar vucuda yavaş yavaş yerleşir ve gelişirler, aynı şekilde kolestrol içinde büyük unsurdur, özellikle maydonoz kalınlığından ki damarlara yerleşip, kan akışını zorlayan ve damarlarını tıkayan plaklarn büyük çoğunluğuna et tüketimi neden olabilmektedir.
et'in zekaya olan etkisi henüz bilim tarafından kesinlik kazamamaktadır. lakin ilk atalarımızın evrim sürecinde dört ayak üzerinden iki ayağa kalkmasının diyetteki değişiklik olduğuna inanılmaktadır. insan bilindiği gibi etçil hayvanlarda ki diş yapılarına sahip değildir ve dolayısıyla yüzyıllardır otçul bir beslenme şeklini tercih etmiştir. ancak daha sonraları doğadaki hava koşullarının değişimi üzerine yiyeceksiz kalmış ve sonunda et tüketmek zorunda bırakılmıştır, evrim sürecinin birinci basamağı olarakda bu olay görülmektedir bilim tarihinde.
ancak bu da bir gelişim sürecine dayanmaktadır ve insanlardan, insanlara farklılık yaratması mümkündür. bir yerde atalar ne yediyse torunlarıda o'dur, örneğin inuit'lerin beslenme şekillerinde sadece et ve balık tüketimi vardır, diğer hiç kimse onlar kadar et tüketemez, tüketmesi durumunda ise vucut otomotik olarak iflas edecektir. aynı şekilde ataları ot bulamadıkları için sürekli et tüketen inuitler için et yemek bugun bile diğer insanlara oranla daha yararlıdır. yine ataları süt tüketmeyen bir yetişkin bir kızılderiliye içirdiğiniz süt, onun sindirim sistemini altüst edebilmektedir ama bir aynı şekilde avrupalıya içirdiğinizde süt tam tersi vucut için yararlı olabilecektir.
çünkü süt'ün hazmı zordur, kızılderililerin atalarında süt tüketimi olmadığı için buna karşın bir bağışıklık kazanılmamıştır. bu nedenle vucut daha çabuk iflas eder. tuz tüketiminde de aynı şeyler geçerlidir, avrupalı ve afrikalılara aynı oranda verdiğiniz tuz, afrikalıda çok çabuk tansiyona ve rahatsızlığa neden olurken avrupalı olan kişide aynı etkiye rastlanmayabilir. bunun nedenide afrikalıların, geçmişte tuz tüketemeyecek kadar fakir olmalarından kaynaklanmaktadır.
giritliler en çok beğenilen sağlıklı beslenme şekline sahip kabul edilirler. fakat giritlilerin tükettikleri ortalama zeytinyağı miktarı hayli yüksektir, avrupalı halkların genetik yapıları ise bunu tüketmeye henüz hazır değildir. çünkü yemek yedikten sonra giritlerin kan değerleri avrupalılara göre daha kısa zamanda normale dönmektedir. eğer girit beslenme şeklini avrupalılara verirsek bu durumda bir çoğunda kalp hastalığına neden olacaktır.
tabi ki bu beslenme şekilleri birden bire ortaya çıkan bir durum değildir, buna uyum sağlamak en az nereden baksak 10.000 yıl gibi bir süreç isteyecektir.
ancak günümüzde yapılan araştırmalar, tüm insanlar için sebze tüketiminin daha fazla yararlı olduğunu açıkca göstermektedir. yada en güzeli okinawalılarında dediği gibi ''hara hachi'' yani %80 oranında doyana kadar yemektir.
et ürünlerinin sindirimi oldukça zordur ve ne kadar pişirilirse, pişirilsin yinede vucut et'teki zararlı organizmalara maruz kalacaktır. et'in sürekli olarak tüketimi durumunda mide, bağırsaklar ve sindirimi sisteminin düzenli çalışmasını yavaşlatacak ve bir süre sonra bozulmasına neden olabilir. et'te yabancı ve zehirli dediğimiz pek çok toksinler bulunmaktadır, bunlar vucuda yavaş yavaş yerleşir ve gelişirler, aynı şekilde kolestrol içinde büyük unsurdur, özellikle maydonoz kalınlığından ki damarlara yerleşip, kan akışını zorlayan ve damarlarını tıkayan plaklarn büyük çoğunluğuna et tüketimi neden olabilmektedir.
et'in zekaya olan etkisi henüz bilim tarafından kesinlik kazamamaktadır. lakin ilk atalarımızın evrim sürecinde dört ayak üzerinden iki ayağa kalkmasının diyetteki değişiklik olduğuna inanılmaktadır. insan bilindiği gibi etçil hayvanlarda ki diş yapılarına sahip değildir ve dolayısıyla yüzyıllardır otçul bir beslenme şeklini tercih etmiştir. ancak daha sonraları doğadaki hava koşullarının değişimi üzerine yiyeceksiz kalmış ve sonunda et tüketmek zorunda bırakılmıştır, evrim sürecinin birinci basamağı olarakda bu olay görülmektedir bilim tarihinde.
ancak bu da bir gelişim sürecine dayanmaktadır ve insanlardan, insanlara farklılık yaratması mümkündür. bir yerde atalar ne yediyse torunlarıda o'dur, örneğin inuit'lerin beslenme şekillerinde sadece et ve balık tüketimi vardır, diğer hiç kimse onlar kadar et tüketemez, tüketmesi durumunda ise vucut otomotik olarak iflas edecektir. aynı şekilde ataları ot bulamadıkları için sürekli et tüketen inuitler için et yemek bugun bile diğer insanlara oranla daha yararlıdır. yine ataları süt tüketmeyen bir yetişkin bir kızılderiliye içirdiğiniz süt, onun sindirim sistemini altüst edebilmektedir ama bir aynı şekilde avrupalıya içirdiğinizde süt tam tersi vucut için yararlı olabilecektir.
çünkü süt'ün hazmı zordur, kızılderililerin atalarında süt tüketimi olmadığı için buna karşın bir bağışıklık kazanılmamıştır. bu nedenle vucut daha çabuk iflas eder. tuz tüketiminde de aynı şeyler geçerlidir, avrupalı ve afrikalılara aynı oranda verdiğiniz tuz, afrikalıda çok çabuk tansiyona ve rahatsızlığa neden olurken avrupalı olan kişide aynı etkiye rastlanmayabilir. bunun nedenide afrikalıların, geçmişte tuz tüketemeyecek kadar fakir olmalarından kaynaklanmaktadır.
giritliler en çok beğenilen sağlıklı beslenme şekline sahip kabul edilirler. fakat giritlilerin tükettikleri ortalama zeytinyağı miktarı hayli yüksektir, avrupalı halkların genetik yapıları ise bunu tüketmeye henüz hazır değildir. çünkü yemek yedikten sonra giritlerin kan değerleri avrupalılara göre daha kısa zamanda normale dönmektedir. eğer girit beslenme şeklini avrupalılara verirsek bu durumda bir çoğunda kalp hastalığına neden olacaktır.
tabi ki bu beslenme şekilleri birden bire ortaya çıkan bir durum değildir, buna uyum sağlamak en az nereden baksak 10.000 yıl gibi bir süreç isteyecektir.
ancak günümüzde yapılan araştırmalar, tüm insanlar için sebze tüketiminin daha fazla yararlı olduğunu açıkca göstermektedir. yada en güzeli okinawalılarında dediği gibi ''hara hachi'' yani %80 oranında doyana kadar yemektir.
güncel Önemli Başlıklar