bugün
- sözlük erkeklerinin fotoğraf atmaması30
- jose mourinho35
- 12 haziran 2024 istanbul sıcağı9
- gideon reid morgan jj37
- manyak olmaya karar verdim10
- yeşil pasaportlu koca arayan hanım abla15
- hakemlerle şampiyon olmak11
- anın görüntüsü13
- sözlük erkeklerinin fotoları başlığına bakan erkek8
- yazarlardan akıl almak18
- islamcıların saç ile alıp veremediği nedir11
- kürt milliyetçiliğinin çok komik olması9
- siradansiradisibiri8
- kuresele yavsayan gotler tam liste24
- meral akşener11
- küresel ısınmanın erkek kökünü kurutacak olması11
- rte türkiyenin geleceğinin garantisidir16
- galatasaray'ın ünlü bir hakemle anlaşması15
- türk kızlarının türk erkeklerinden nefret etmesi8
- 4 israilli rehine için 274 filistinli ölmesi10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı10
- beyler moralim bozuk yardımcı olur musunuz9
- türbanlı bacımızın milletin ortasında öpüşmesi22
- bizi tanrı değil bilim kurtaracak23
- aydinoglu bombala22
- bik bik kiraz yerken siz fakirler ne yapıyorsunuz15
- erkeklerin çoğunun yalnız olması11
- bir kızın sizi sevip sevmediğini anlama yöntemleri9
- tebliğcilerin insanların giyimine karışması15
- üstteki yazar sevdiği ve sevmediği iki şey11
- allah'ı seven insan8
- vatanınızın kıymetini bilen diyen gurbetçi16
- ramazanda anne sütü içmeyen oruçlu bebek12
- atatürk'ün yabancılarla evliliği desteklememesi14
- tehlike içermeyen köpeği götüreni durdurmak15
- ellerim bos gonlum hos10
- ağzı göt gibi kokan erkek8
- 3 çarpı 3 çarpı 38
- lise mezuniyet törenleri11
- hapistekiler birbirine mi basıyor sorunsalı8
- sözlük bir tımarhane olsa doktoru kim olurdu12
- sokak köpekleri11
- magnum un 2 tl olduğu yıllar10
- erkekleri aşağılayan kadın9
- ali koç12
- sözlükten hatun kaldırmak24
- magicovento14
- kuduz karantinası olan bölgeden 35 köpek almak13
- çağırılan yere gitmemek için bulunan bahaneler17
- en sevmediğiniz sözlük yazarları16
KABAK KOYU SEYAHATNAMESi (gidecekler.. gitmeyi düşünenler için )
Senelerdir ha bugün ha yarın diye erteleyip durduğum ve nihayetinde bir kaç hafta önce çadırlarımızı sırtlanıp yollarına koyulduğum koyduğumun koyudur.
Detay isteyenler için : Sabaha karşı fethiye otogarına gelmişseniz garın hemen köşesinde carrefour mağazasının önünden kalkan 08:20 faralya yönüne hareket eden ilk minübüse binebilirsiniz. beklemek sıkıcı olabilir karşısında bir lokanta var kahvaltıları çok güzel tavsiye olunur..minübüs gelir ve tepeleme doldurulur birde çantalar vs.. işkence burada başlar…yaklaşık 1 saat onbeş dakika sürecek yolculuğunuz minübüs şoförünün insiyafine göre değişebilir. ölüdeniz’i geçtikten sonra faralya yoluna girersiniz ve burada yol iki arabanın yanyana geçmesinin çok zor olduğu bir noktaya gelir. buna birde sağ tarafınızda bir karış mesafede ucu bucu görünmez bir uçurum kıyısından gitmek eklenince aşağıya değil yukarıya bakarsınız… bir de inişlerde o keskin ve kötü virajlara 120 ile giren bir minübüs şoförünüz varsa tanrıya ne kadar yakın olduğunuzu vücudunuzun en ücra köşesine kadar hissedersiniz.ömrünüze ömür katmak istediğiniz tatilin başlangıcında ömrünüz bir hayli törpülenir…iç organlarınız birbirine karışmış halde faralya ya vardığınızda kendinizi tabanlara kuvvetle yarım saatte aşağıya tesislere indirebilirsiniz. dolmuşlar da inmektedir zira kalabalık değil tekseniz 40- 50 tl yi gözden çıkarmanız gerekir diğer türlü 5 tl ye inmek mümkün. biz yürüyerek vardık çok zor olmadı. şimdilerde yaklaşık 25 civarına çıkmış tesis sayısı. en yukarılarda kalırsanız denize bir yarım saatte inmeniz gerekebilir. fiyatlar aşağılara indikçe yükseliyor.. garibin çilesi bitmez böylesine bir cennetinde bedelinin olduğu ile karşı karşıya gelince sınıflararası ayrışmanın burada bile olduğu gerçeğiyle yüzleşmeniz sizi dumura uğratabilir. günlük 250 lira olur mu lan o ha! bizim gibi çadırınız ile gelmişseniz fiyatları günlük 50 tl den başlayan ve dediğim gibi aşağılara indikçe 100 liraları geçen tesislerde çadırınızı kurabilirsiniz. sabah ve akşam yemekleri veriyorlar sadece.. çadırları kurup bölgeyi ve tesisleri keşfe çıkalım derseniz o güne ancak sığdırabilirsiniz. her yerde olduğu gibi orada da popüler mekanlar bulunmakta. buraya yazıp reklamlarını yapmayacağım bilen bilir bilmeyen öğrenir zaten.. bol bol renkli şalvarlı, rastalı, boncuklu slow motion tiplere rastlamanız an meselesi.. burada insanlar o kadar sıcakkanlı ve samimiler ki ben açıkçası rahatsız olduğumu dile getirebilirim.yapay bir doğallık hakim çevrede.. herkes herkesle iletişim kurmaya ait reflekslere kurulmuş dumanı üstünde tüten bir bok sanki..(kumsalda arkadaşlarla otururken yanımıza pat diye oturan bir kişi arkadaşın taşlarla yaptığı kuleyi ben burada bir ''ben inceltip penis diyorum'' ... görüyorum demesi ilk şaşkınlığımız oldu .gülümseyerek size gelen buyur ettiğiniz insanların o şişmiş egoları ne öyle? bütün nirvanalar burada anasını satayım.. felsefi soslara bulanmış lümpen tavırlı abiler ablalar kardeşler ne güzelsiniz siz. biz zaten sizi o kalabalık kentlerde de biliyorduk varoşlarından habersiz olduğunuz.. neyse dumanı üstünde efil efil esen bu koyun sakinleri bir tarafta öylece dursun koyun koyuna..aşağıda bir deniz var turkuaz renkte ama o dalga bir dinse de girebilsek hayalini kurduğunuz ve göremediğiniz. dağların başı da buradaki insanların başı gibi dumanlı.. ben dağları tercih ettiğimden yaklaşık 2,5 saatte cennet koyu diye bilinen yola koyuldum patikadan… asla tek başınıza rotayı bilmeden çıkmayın yola yoksa benim gibi kaybolursanız 5 saat kendinizi arar durursunuz ormanın içinde. .. gabak goyundan seyrek zamanlarda kalkan tekneler deniz az dalgalı olduğu zamanlar 200 lira civarında bir ücretle sizi cennetin sakin sularına pamuk gibi bırakabiliyor.. cennet gerçekten bir cennet ama.. sadece tek tesis bulunmakta alternatifi yok. yiyeceğiniz makul miktarda ise 10 lira gibi bir çadır ücreti ödeyip kalabiliyorsunuz burada..sabah akşam yemekleri çadır dahil 65 lira ki o yükü taşımaya değmez gerçekten. cennet camping işletmecileri fethiyeli.. kabak koyunda ki gibi büyük kentlerde işletmecilik yapmış insanlar gibi değiller.her yanıyla bizim bildiğimiz o gönlü tok, toprak kokulu anadolu insanları... odun ateşinde demlenmiş bir çayla sizi karşılıyorlar önce. burası bildiğiniz bir köy.. etrafta tavuklar horozlar tavşanlar… geyik koyundan sonra burası ilaç… gözünü sevdiğimin doğallığı… durmuş kardeşin,çok yorulmuşsun hadi şöyle git bir serinle diye seslendiği zaman indim sahile.. böyle bir denizi böyle bir maviyi daha önce fotograflarda gördüğümü hatırlıyorum yaklaştıkça.. doğayla denizle ilk orada bir kucaklaşma yaşadığım için iyi ki diyorum iyi ki … dönüşte karanlığa kalıp o kaybolduğum yollarda gecelememe izin vermedi durmuş kardeş.. teknesiyle beni sahte cennete tekrar bıraktı.. sonraki bir kaç gün kabus… çeşme, bodrum beach klüplerinden de pek farklı görmediğim tüketimin bir başka çeşidi olan bu bokumsu sulara asla gelmemek üzere terk ettim.
artık tercih size kalmış alternatif bir tatil için gidilesi görülesi bir yer cennet koyu.. kabağın tadı bozuk... cennete...ister patikadan saatlerce yürüyerek.. ister tekne ile..
Senelerdir ha bugün ha yarın diye erteleyip durduğum ve nihayetinde bir kaç hafta önce çadırlarımızı sırtlanıp yollarına koyulduğum koyduğumun koyudur.
Detay isteyenler için : Sabaha karşı fethiye otogarına gelmişseniz garın hemen köşesinde carrefour mağazasının önünden kalkan 08:20 faralya yönüne hareket eden ilk minübüse binebilirsiniz. beklemek sıkıcı olabilir karşısında bir lokanta var kahvaltıları çok güzel tavsiye olunur..minübüs gelir ve tepeleme doldurulur birde çantalar vs.. işkence burada başlar…yaklaşık 1 saat onbeş dakika sürecek yolculuğunuz minübüs şoförünün insiyafine göre değişebilir. ölüdeniz’i geçtikten sonra faralya yoluna girersiniz ve burada yol iki arabanın yanyana geçmesinin çok zor olduğu bir noktaya gelir. buna birde sağ tarafınızda bir karış mesafede ucu bucu görünmez bir uçurum kıyısından gitmek eklenince aşağıya değil yukarıya bakarsınız… bir de inişlerde o keskin ve kötü virajlara 120 ile giren bir minübüs şoförünüz varsa tanrıya ne kadar yakın olduğunuzu vücudunuzun en ücra köşesine kadar hissedersiniz.ömrünüze ömür katmak istediğiniz tatilin başlangıcında ömrünüz bir hayli törpülenir…iç organlarınız birbirine karışmış halde faralya ya vardığınızda kendinizi tabanlara kuvvetle yarım saatte aşağıya tesislere indirebilirsiniz. dolmuşlar da inmektedir zira kalabalık değil tekseniz 40- 50 tl yi gözden çıkarmanız gerekir diğer türlü 5 tl ye inmek mümkün. biz yürüyerek vardık çok zor olmadı. şimdilerde yaklaşık 25 civarına çıkmış tesis sayısı. en yukarılarda kalırsanız denize bir yarım saatte inmeniz gerekebilir. fiyatlar aşağılara indikçe yükseliyor.. garibin çilesi bitmez böylesine bir cennetinde bedelinin olduğu ile karşı karşıya gelince sınıflararası ayrışmanın burada bile olduğu gerçeğiyle yüzleşmeniz sizi dumura uğratabilir. günlük 250 lira olur mu lan o ha! bizim gibi çadırınız ile gelmişseniz fiyatları günlük 50 tl den başlayan ve dediğim gibi aşağılara indikçe 100 liraları geçen tesislerde çadırınızı kurabilirsiniz. sabah ve akşam yemekleri veriyorlar sadece.. çadırları kurup bölgeyi ve tesisleri keşfe çıkalım derseniz o güne ancak sığdırabilirsiniz. her yerde olduğu gibi orada da popüler mekanlar bulunmakta. buraya yazıp reklamlarını yapmayacağım bilen bilir bilmeyen öğrenir zaten.. bol bol renkli şalvarlı, rastalı, boncuklu slow motion tiplere rastlamanız an meselesi.. burada insanlar o kadar sıcakkanlı ve samimiler ki ben açıkçası rahatsız olduğumu dile getirebilirim.yapay bir doğallık hakim çevrede.. herkes herkesle iletişim kurmaya ait reflekslere kurulmuş dumanı üstünde tüten bir bok sanki..(kumsalda arkadaşlarla otururken yanımıza pat diye oturan bir kişi arkadaşın taşlarla yaptığı kuleyi ben burada bir ''ben inceltip penis diyorum'' ... görüyorum demesi ilk şaşkınlığımız oldu .gülümseyerek size gelen buyur ettiğiniz insanların o şişmiş egoları ne öyle? bütün nirvanalar burada anasını satayım.. felsefi soslara bulanmış lümpen tavırlı abiler ablalar kardeşler ne güzelsiniz siz. biz zaten sizi o kalabalık kentlerde de biliyorduk varoşlarından habersiz olduğunuz.. neyse dumanı üstünde efil efil esen bu koyun sakinleri bir tarafta öylece dursun koyun koyuna..aşağıda bir deniz var turkuaz renkte ama o dalga bir dinse de girebilsek hayalini kurduğunuz ve göremediğiniz. dağların başı da buradaki insanların başı gibi dumanlı.. ben dağları tercih ettiğimden yaklaşık 2,5 saatte cennet koyu diye bilinen yola koyuldum patikadan… asla tek başınıza rotayı bilmeden çıkmayın yola yoksa benim gibi kaybolursanız 5 saat kendinizi arar durursunuz ormanın içinde. .. gabak goyundan seyrek zamanlarda kalkan tekneler deniz az dalgalı olduğu zamanlar 200 lira civarında bir ücretle sizi cennetin sakin sularına pamuk gibi bırakabiliyor.. cennet gerçekten bir cennet ama.. sadece tek tesis bulunmakta alternatifi yok. yiyeceğiniz makul miktarda ise 10 lira gibi bir çadır ücreti ödeyip kalabiliyorsunuz burada..sabah akşam yemekleri çadır dahil 65 lira ki o yükü taşımaya değmez gerçekten. cennet camping işletmecileri fethiyeli.. kabak koyunda ki gibi büyük kentlerde işletmecilik yapmış insanlar gibi değiller.her yanıyla bizim bildiğimiz o gönlü tok, toprak kokulu anadolu insanları... odun ateşinde demlenmiş bir çayla sizi karşılıyorlar önce. burası bildiğiniz bir köy.. etrafta tavuklar horozlar tavşanlar… geyik koyundan sonra burası ilaç… gözünü sevdiğimin doğallığı… durmuş kardeşin,çok yorulmuşsun hadi şöyle git bir serinle diye seslendiği zaman indim sahile.. böyle bir denizi böyle bir maviyi daha önce fotograflarda gördüğümü hatırlıyorum yaklaştıkça.. doğayla denizle ilk orada bir kucaklaşma yaşadığım için iyi ki diyorum iyi ki … dönüşte karanlığa kalıp o kaybolduğum yollarda gecelememe izin vermedi durmuş kardeş.. teknesiyle beni sahte cennete tekrar bıraktı.. sonraki bir kaç gün kabus… çeşme, bodrum beach klüplerinden de pek farklı görmediğim tüketimin bir başka çeşidi olan bu bokumsu sulara asla gelmemek üzere terk ettim.
artık tercih size kalmış alternatif bir tatil için gidilesi görülesi bir yer cennet koyu.. kabağın tadı bozuk... cennete...ister patikadan saatlerce yürüyerek.. ister tekne ile..
güncel Önemli Başlıklar