bugün

japon asıllı abd vatandaşlarının tehciri

(http://goo.gl/3u6FO8)

sözde ermeni soykırımı safsataları ile yatıp kalktığımız şu günlerde, ermenilere uygulanan “tehcir” e farklı bir perspektiften bakmak istedim…

1941 yılında japon imparatorluk donanması, dünya harp tarihinin en önemli harekatlarından birini tertiplemiş ve 7 aralık 1941’de hawai’deki pearl harbor limanına düzenlediği baskınla abd’nin pasifik filosunu “kullanılamaz” hale getirmişti.

pearl habor baskını, dünya kamuoyunca abd’nin 2. dünya savaşı’na girmesine sebep olan olay olarak kabul görür.

işte pearl harbor baskını sonrası japon imparatorluğu’na savaş ilan ederek 2. dünya savaşı’na fiili olarak dahil olan abd, anakara dışında savaşa girmiş durumdayken, kıta amerika’da da bir dizi önlemler almak durumunda kalmıştı. bu önlemlerden biri de abd vatandaşı japonların tehciri idi.

amerikan kamuoyunda başlayan japon fobisi, japonya ile süregelen savaşa direk etki ediyordu. paranoyaları ile meşhur amerikalılar bu japon fobisi’nden kurtulmak için bir dizi oyun tertiplemişti.

tarihe, “niihau olayı” şeklinde geçen, hawai’de yaşayan japon asıllı 2 abd vatandaşının, pearl harbor baskınında esir düşen bir japon pilotunu tutuklu bulunduğu hapisten kaçırıp serbest bırakması olayı ile japon fobisine karşı sert önlemler almak için geçerli mazeret kolayca bulunuyordu.

işin aslı bu niihau olayı’nı tertipleyen cıa idi ve bu olay ile hükümetin uygulamaya geçirmeyi düşündüğü japon tehciri için haklı bir mazeret elde edilmişti.

niihau olayı sonrası abd başkanı franklin d. roosevelt 2 ocak 1942’de 9066 no’lu tehcir emrini çıkardı. “executive order 9066¨ olarak bilinen bu tehcir kararı ile abd’de yaşayan 130.000 japon asıllı amerikan vatandaşı, zorla çeşitli toplama kamplarına götürüldü ve yaklaşık 4 yıl bu kamplarda ikamet etmek zorunda bırakıldı.

18 aralık 1944’te amerika yüksek mahkemesi japon asıllı vatandaşların geçerli bir sebep olmaksızın gözetim altına alınmasının legal olmadığına karar verdi ve 2 ocak 1945’te 9066 no’lu tehcir emri iptal edildi. gözetim altında tutulan japon asıllı vatandaşlar tasfiye edilmeye başlandı. tasfiye edilen her vatandaşa 25 $ nakit ve evlerine dönebilmeleri için birer tren bileti verildi. tasfiye edilen japon asıllı amerikan vatandaşlarının büyük kısmı evlerine ve eski yaşamlarına dönerken bir kısmı ise anayurtlarına iadelerini istediler, bu istekleri dönemin amerikan hükümeti tarafından kabul edildi. son kamp 1946 nisan ayında kapandı, bu kamp peru’dan getirilip gözetim altına alınan japonları ihtiva ediyordu.

işte sözde ermeni soykırımını hükümet olarak kabul etmeyen “metz yagern” yani “büyük felaket” olarak telaffuz eden, lakin hemen hemen tüm eyaletlerinde “soykırım” olarak kabul eden amerika’nın hemen yakın geçmişindeki kara leke…

daha bunun kızılderili soykırımı, afroamerikan köle soykırımı konularına girmedik bile…

her neyse. abd’nin yapmış olduğu bu “gereksiz” tehcir, ile osmanlı’nın yaptığı ermeni tehciri arasında benzerlik dahi yok…zira abd’nin tehcir ederek insanlık dışı şartlar altında yaşamaya zorladıkları japonlar, abd savaştayken tek bir kurşun dahi atmamış, tek bir olaya karışmamış, abd çıkarlarına aykırı tek bir harekete dahi katılmamıştı.

oysa osmanlı’nın tehciri pek çok haklı sebeplere dayanıyordu. zira osmanlı tabiyetindeki ermeniler, hınçak ve taşnaksütyun gibi örgütler kurmuş, bu örgütlere bağlı silahlı milis çeteleri oluşturmuş ve osmanlı ile fiili bir savaşa tutuşmuştu. bunun dışında yine osmanlı tabiyetindeki 100.000 civarı ermeni vatandaşı rus ordusu saflarına katılarak osmanlı’ya karşı savaşmıştı. bu durumda ermeni tehciri kadar haklı ve doğal bir karar olamazdı.

bir yanda mecburiyetten ermeni tehciri yapmak zorunda kalan osmanlı, diğer yanda keyfi bir şekilde, salt korkularına yenik düşerek executive order 9066 denilen bir insanlık ayıbına imza atan amerika…

şimdi sormak istiyorum, batı’nın kendi utanç dolu tarihlerine bakmadan türkün şanlı tarihine attığı bu çamur reva mıdır?