31 mart 2015 elektrik kesintisi

Dünkü elektrik kesintisini unuttuk değil mi?
tıpkı unuttuğumuz Özgecan gibi... Soma gibi... Ali ismail gibi..
git gide kendimizi aştığımızın farkında mıyız? artık unutkanlık süremiz 24 saatten bile daha az..
Aslında çok şanslıyız bu ülkede yaşadığımız için. Olaysız geçen bir günü, bir saati bile yok. Hatta yaşanan acılar o kadar çeşitli ki, yeni gelen eskisini aratmıyor. Sıradan bir kesinti gibi görüyor halkın çoğunluğu, çünkü evinde cihaza bağlanması gereken bir hastası yok, ameliyata girmesi gereken bir hastası yok, doğumda sıkıntı yaşayan bir karısı yok.
Zenginiz çünkü, dünkü iş gücü kaybının 1 milyar dolar olmasının önemi yok. kredi kartımız var çünkü taksitle kapatırız bu açığı da.
Diğer yanda birinin acısının üzerinden başka bir aileyi acıya boğmayı çözüm olarak gören bir zihniyet var ki, düşman başına.
Tamam bu devletin katili koruduğunu bizzat kendi eliyle katil teşkilatlanmalar yarattığını zaten biliyoruz. Mit gibi Jitem gibi..
Fakat yaşanan adaletsizliği yine kendi adaletiyle çözmeye çalışmanın neresi haklı görülebilir, savunulabilir.
Başbakan yaptığı açıklamada açıkca anayasa suçu işliyor. izinsiz sokağa çıkana bir dakika bile müsamaha gösterilmeyecektir diyor.
Oysa Anayasa'nın 34. maddesi" Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."... diyor.
Öldürülen savcının başına 3 el göğsüne 2 el ateş edilmiş. Otopsi yapılmadan defnedildi dün. Belli ki özel harekat savcıyı gözden çıkarmış ve içeriyi taramış. Lakin bi kişinin bile sağ kurtulmadığı bu operasyona başarılı bir operasyon diyebiliyor.
Yarın nasıl bir güne uyanacağımızı kestiremediğimiz bu ülkede sular mı kesilir elektrikler mi gider bilmiyorum. ama belli mi olur bir bakmışsın bir diktatör ölür! güneş yeniden doğar.