bugün

kavalalı mehmet ali paşa

şimdiki zamanda isyan etse, "gezici, çapulcu ve paralel" ilan edilip, faiz lobisi'ne hizmet ettiği meydanlarda haykırılacak olan devlet adamı.

evet, bu topraklarda her şey bir şekilde sona eriyor.
sona ermeyen tek şey "cehalet"...

bakınız bir osmanlı valisi devletin gidişatının kötü olduğunu görüyor ve idaresindeki memlekette birtakım islahatlar ve düzenlemeler yapıyor, 7-8 yıl içinde mısır'ın çehresini değiştiriyor.

osmanlı'da ise elde yok, avuçta yok.
üretim yok, tam bir tüketim toplumu, payitahtta ise her şey tozpembe. ama devletin uzak köşelerinde durumlar karışık.

nitekim arabistan'da ayaklanma çıkıyor.
osmanlı aciz kalıyor, koş kavalalı...

akabinde kavalalı payitahtı uyarıyor, "bakın arkadaşlar bu böyle gitmez, ben şunu şunu yaptım, siz de yapın" diyor, dinleyen kim?

sonra yunan isyanı başgösteriyor.
kavalalı, osmanlı'yı uyarıyor; "bakın mora'da isyan hazırlığı var, aman dikkat" diyor, hatta "mora'ya asker çıkarmayı, bir süreliğine mora'nın idaresinin kendisine verilmesini" teklif ediyor.
osmanlı artis ya, siktiri çekiyor kavalalıya.

kavalalı yine "peki siz bilirsiniz" diyor.
hoop yunan isyanı çıkıyor.
tabi osmanlı yine bir şey yapamıyor, kavalalıya "hacı şuna bir el atıver" deniliyor.

kavalalı "hay hay emir telakki ederim" diyerek mora'da çıkan yunan isyanını da bastırıyor. sonra osmanlı'ya diyor ki, "bu iş böyle olmaz, bu bokyiyenler uslu durmaz, bırakın ben icabına bakayım, temizleyeyim bu ipneleri" diyor.

osmanlı "dur ya, ingiltere fransa felan hep birlikte toplanıcaz biz hallederiz sağol" deyip kavalalıyı tekrar dinlemiyor.

sonra kavalalı bir pakıyor ki bağımsız bir yunanistan kurulmuş.
"ulan" diyor, "beni dinlemediniz bak ne oldu şimdi". diye sitem ediyor.

osmanlı ise "artizlik yapma, sen bir valisin bak görevden alırım seni" diyor. kavalalı'nın da başka çaresi kalmıyor, "hadi bakalım" deyip meydana çıkıyor.

sonra kavalalı, filistin'den bir giriyor, şam'dı, halep'ti, adana'ydı, konya'ydı derken ta kütahya'dan çıkıyor, bursa'yı da alsa iş bitecek ki bu durumdan çekinen rusya devreye giriyor, "lan bu eleman osmanlı hanedanının yerine geçerse anamız sikilir" diyerek osmanlı'ya yardım ediyor, hoop boğazlara konuyor rusya. tabi sonra da ingiltere ve fransa araya giriyor, onların maksadı ise osmanlı falan değil, boğazların rus kontrolüne girmesi.
neyse iş tatlıya bağlanıyor.
kavalalı mısır valiliğinin yanında suriye, girit, cidde ve adana valiliklerini de alıyor osmanlı'dan.

yine zeytin dalı uzatıyor osmanlı'ya.
"bak" diyor "beni dinlemediniz ne oldu, gel beraber hareket edelim, memleketi el birliği ile düzeltelim" diyor.

ama padişah daha önce yaşananları unutamamış, intikam peşinde. devlet millet sikinde değil, tek derdi kavalalı. "lan ben osmanlıyım, bana kimse artislik yapamaz" derdinde hala padişah.

yanında, yöresinde bulunan dalkavukların da gazıyla bu sefer osmanlı kavalalı'ya saldırıyor. ama kavalalı bu sefer nizip'te bir kez daha tokatlıyor osmanlı'yı.

bu sefer artık kararlı, osmanlı hanedanını indirecek kavalalı.

ama ingilizler devreye giriyor.
avusturya ordusu beyrut'a asker çıkarıyor, ingiliz donanması mısır limanlarını topa tutuyor.

ve kavalalı barış istemek, osmanlı ile anlaşmak zorunda kalıyor.

padişah sırf iktidardan inmesin diye ingilizlere, fransızlara, ruslara taviz üstüne taviz veriyor. çünkü koltuk rahat, önemli olan taht amına koyayım.

işte böyle böyle memleketin amına koyuluyor.

işin en ilginç yanı ne biliyor musunuz?
tüm bunlar olurken, memleket elden giderken, kavalalı iktidarı indirip modern bir devlet kuracak iken halk ne yapıyor?
üç maymunu oynuyor.

yani bugün haklarını arayanlara ne yapıyorlarsa aynılarını yapıyor, onları gezici, çapulcu, terörist ve paralelci gibi görüyorlar.

anadolu çomarlığına devam edip, "padişahım çok yaşa" diyorlar.

kim bilir belki de kadının biri "ikinci mahmud'un götünün kılıyım" diye de bağırıyor olabilir.

bir millet geçmişinden ders çıkaramıyor, olaylar karşısında susup oturuyorsa, aradan 200 sene geçse bile yerinde sayar. tıpkı bizim gibi...