bugün

özgecan aslan

Berkin Elvan öldü, ben gülebiliyorum diye kendimden utaniyorum.

Yavuz bingöl çıkıp "sokaklarda ölmüş annesine küfredildiği zaman, erdoğan da ertesi gün berkin elvan'ın annesini yuhalatti. bu çok insani bir şey" diyor.
yavuz bingöl adına utaniyorum.

Gülsüm anne yavuz bingöl'ün annesini kastederek "şahsenem bacı anamdır, ona gelen bana gelsin." Diyor. insanligimdan utaniyorum.

Soma'da ölen yüzlerce madenci için "bu işin fıtratında bu var." Diyorlar.
içinde "fıtrat" kelimesi geçen her cümleden utaniyorum.

Ethem sarısülük, mehmet ayvalıtaş, abdullah cömert, mustafa sarı, medeni yıldırım, ali ismail korkmaz ve daha niceleri yirmili yaşlarını tamamlayamadan öldürülüyor.
kAtilleri değil ben utanıyorum.

Trans olduğu için yüksek ahlaklı toplum tarafından kabul edilmeyen eylül cansın, seks işçiliği bile yapamadığı için intihar ediyor.
yine utanıyorum.

Artık midem dönüyor, başım bulanıyor. kusuyorum.

Özgecan aslan tecavüze direnirken sadece bir kac tırnak izi bırakıyor suphi altındöken'in yüzünde.
bilekleri kesiliyor. bedeni yakılıp nehire atılıyor.

Gündemdeki en önemli maddemiz yine mini etek giyen kadının tecavüzü hak edip etmediği.

yavaşca gerçeklik algımı yitiriyorum.tüm bu olanları oyun olarak görmeye başlıyorum. içinde sıkışıp kaldığımız bu oyunun son kısmında olmayı ve bitişe bir an önce varmayi temenni ediyorum.

Hergun kendimden, her şeye rağmen gülebilmekten, ahlaklılık yalanından, ikiyüzlülüklerden,hiçbir sey yapamamaktan utanıyorum.