bugün

the water diviner

an itibari ile izleyip iyi ki de sinema da bu filme gitmişim dediğim film. Avustralya, istanbul, Gelibolu.. bir babanın oğullarını bulmaya çalışması binlerce askerin öldüğü o şanlı topraklarda.. değişik bir gözle izledik ne belgeseldi ne de tamamen savaş. bazı cümleler filmin içinde öyle yerinde kullanılmış ki, hayran kalıyorsunuz. eski istanbul, ezan sesi, babanın gördüğü rüyalar ve Arthur un kardeşini vurma sahnesi de muhteşemdi. "nefretin bittiği yer de umut başlıyor"