bugün

planet of the kürts

2002 yapımı bir film.
konusu şöyle, türklerin madene gönderdiği dört işçi, vardiyaları bittiğinde yeryüzüne çıkmaya hazırlanırken bir kaza olur. aralarından biri solunum yetmezliği dolayısıyla ölür. kalan üçü, uyandıklarında başka bir ülkeye çıktıklarını sanırlar.
bu fazla gelişmemiş topraklarda dertlerini anlatabilecekleri türkçe bilen bir türk arayışı ile dolaşmaya başlarlar.
en sonunda bir grup türk'e rastlarlar. bu türkler, geri bırakılmış, tarihlerine sıkışmış, geleceği hiç umursamadan hayatlarını sürdüren, kör ve sağır bir türk kabilesidir.
ortalık sakinken, bir anda eşeklerin sesleri duyulur. "biji biji" nidaları eşliğinde molotoflar yağmaya, kürtler de soykırıma başlar. üç madenciden biri olan doğan, orada can verir. latif ile cüneyt'i ise canlı ele geçireceklerdir.
cüneyt ne kadar uğraştıysa da kendini kürtlere ifade edemez, bu sırada latif çoktan benliğini unutmuş, mankurtlaşmıştır.

efendime söyleyeyim, filmin sonunda cüneyt kürtlerin elinden bir şekilde kurtulur ve kürtlerin zindanlarında tanıştığı saf bir türk güzeli ile yerleşebilecekleri bir yer aramaktadır. bu sırada, cüneyt gördüğü bir yıkıntı ile kahrolur. bu yıkıntı ise, harap edilmiş, parçalanmış, müthiş zarar görmüş bir atatürk heykelinden başka bir şey değildir.
cüneyt olduğu yere çöker, "ülkenin amına koydunuz!" nidaları ile ağlamaya başlar.
* *