bugün
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım14
- ali koç9
- yorgun mermi10
- en dindar özelliğiniz22
- doğum gününde hatırlanmamak8
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak18
- sözlükte artık kızlar teklif edecek11
- kızların mesajlara geç cevap vermesi12
- şizofreni11
- düşün ki o bunu okuyor9
- anın görüntüsü19
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek11
- bacağa kramp girmesi10
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu9
- zall beceremiyorsan bırak git11
- 2024 eurovision şarkı yarışması13
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz10
- erkeklerin sadakatsiz olması20
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim12
- türkiye den soğuma sebepleri20
- anneler günü12
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar21
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl15
- beni özlediniz mi doğru söyleyin15
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak19
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması24
- karşı cinse giyim önerileri19
- ismet gurbuz 202411
- sözlüğe kız getirmek10
- okul müdürü nasıl korunabilirdi16
- bir erkeği cezbeden şeyler12
- fazla mastürbasyon yapan erkek9
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak11
- niyetin ciddi mi klişesi13
- uludağ sözlük kapatılacak11
- icardi1905'in sözlüğü bozması23
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız15
- libido düşmesi18
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi10
- kızların yedek listesi9
- cami tuvaletinin paralı olması14
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- dünya bandırmalılar günü16
- platonik aşkın kalp kıran davranışları13
jean jacques rousseau başlığını yazana kadar canım çıktı, neyse buldum ve buraya kopyaladım. bu madde, jean jacques rousseau ile ilintilidir.
özetle, doğrudan demokrasinin uygulanmasının statik bazı engellerle karşılaştığı ülkelerde, roussa'nun nefret ettiği temsilciler meclisi oluşturulmalı ama ip bu halk temsilcilerinin ellerine verilmemelidir. buna istinaden, halk seçtiği temsilcere emir verebilmelidir.
benim dikkatimi çeken, virginia ve fransız yurttaş ve insan hakları bildirgeleri gibi geniş çapta yankı uyandırmış manifestolara, tarihin ilk cumhuriyet denemelerine kadar sirayet edebilmiş, ihtilalin aydınlanmacı kadrosunu yetiştirmiş roussa, nasıl olur da halk eğemenliği teorisinde çelişkiye düşer?
rousseau diyor ki, eğemenlik tamamen halka aittir, halk bunu devredemez ve temsili demokrasiyi benimsememeli. doğrudan demokrasi olmalı diyor. vefakat, o zamanların birleşik lehistanı gibi ülkelerde, nüfusun fazlalığı nedeniyle bunu uygulamak zor olduğundan, öğretisinde gevşiyor ve emredici vekalet denen bir sistem geitiryor. buna göre halk, doğrudan katılım sağlayamasa da, temsilcilerin elinde inlememek için, onlara istedğini yaptırmalı, gak-guk etme ihtimallerine karşılık, emretmelidir istediklrini.
buraya kadar çok iyi. tıpkı antik yunandaki gibi. (ki onlar da kölelik kurumu doğal göründüğünden net bir demokrasiden söz edilemez? ancak rousso ekliyor, toplumda çok oyla iktidar olan yasama erkini (demokrasi deyince üzerine basa basa yasamayı kasteder kendisi) seçme inisiyatifini alan çoğunluk, her zaman haklıdır. yani, çoğunluğunun ne dediği önemlidir. burada da sorun yok. ama çoğunluk haklıdır, azınlık her zaman haksızdır diyorsan, orada sorun vardır. bu apaçık bir çelişkidir.. roussoya kalsa, seçilememiş ve genel aykırı düşünenler (azınlıkta kalanlar) söz hakkına sahip değildir. zira genel, azınlığın tersine olanı seçmiştir.
hem "kuvvetlerin tek erkte toplandığı bir sistem önünde sonunda diktatörlüğe dönüşür" de, hem de "ben çoğunluğun sesiyim, istediğimi yaparım!!" bahanesiyle at koşturacak yığınla diktatörün zeminini hazırla. ondandır ki, hitler gibi bazı isimler roussa okumuşlardır. çoğunluğu ele geçirdin mi, tamamdır iş. bugün de gördüğümüz gibi. çoğunluk her zaman doğruyu söyler mi diye sorulursa da, "bu saatte o kadar kafam almaz" derim. ama net bir şey varsa, o da roussa'nun ekonomik temellendirme yapmadan direkt üst yapıdan girdiği teorisi sağlıklı işlememiş. gerçi, dünyanın ilk bin yılını doğrudan etkilemiş platon'un ideali anlattığı devlet eserinde, elde para kalmayınca diğer polis devletleri yağmalama hakkı tanıması sonrası düştüğü paradoks kadar değil onun ki.
özetle, doğrudan demokrasinin uygulanmasının statik bazı engellerle karşılaştığı ülkelerde, roussa'nun nefret ettiği temsilciler meclisi oluşturulmalı ama ip bu halk temsilcilerinin ellerine verilmemelidir. buna istinaden, halk seçtiği temsilcere emir verebilmelidir.
benim dikkatimi çeken, virginia ve fransız yurttaş ve insan hakları bildirgeleri gibi geniş çapta yankı uyandırmış manifestolara, tarihin ilk cumhuriyet denemelerine kadar sirayet edebilmiş, ihtilalin aydınlanmacı kadrosunu yetiştirmiş roussa, nasıl olur da halk eğemenliği teorisinde çelişkiye düşer?
rousseau diyor ki, eğemenlik tamamen halka aittir, halk bunu devredemez ve temsili demokrasiyi benimsememeli. doğrudan demokrasi olmalı diyor. vefakat, o zamanların birleşik lehistanı gibi ülkelerde, nüfusun fazlalığı nedeniyle bunu uygulamak zor olduğundan, öğretisinde gevşiyor ve emredici vekalet denen bir sistem geitiryor. buna göre halk, doğrudan katılım sağlayamasa da, temsilcilerin elinde inlememek için, onlara istedğini yaptırmalı, gak-guk etme ihtimallerine karşılık, emretmelidir istediklrini.
buraya kadar çok iyi. tıpkı antik yunandaki gibi. (ki onlar da kölelik kurumu doğal göründüğünden net bir demokrasiden söz edilemez? ancak rousso ekliyor, toplumda çok oyla iktidar olan yasama erkini (demokrasi deyince üzerine basa basa yasamayı kasteder kendisi) seçme inisiyatifini alan çoğunluk, her zaman haklıdır. yani, çoğunluğunun ne dediği önemlidir. burada da sorun yok. ama çoğunluk haklıdır, azınlık her zaman haksızdır diyorsan, orada sorun vardır. bu apaçık bir çelişkidir.. roussoya kalsa, seçilememiş ve genel aykırı düşünenler (azınlıkta kalanlar) söz hakkına sahip değildir. zira genel, azınlığın tersine olanı seçmiştir.
hem "kuvvetlerin tek erkte toplandığı bir sistem önünde sonunda diktatörlüğe dönüşür" de, hem de "ben çoğunluğun sesiyim, istediğimi yaparım!!" bahanesiyle at koşturacak yığınla diktatörün zeminini hazırla. ondandır ki, hitler gibi bazı isimler roussa okumuşlardır. çoğunluğu ele geçirdin mi, tamamdır iş. bugün de gördüğümüz gibi. çoğunluk her zaman doğruyu söyler mi diye sorulursa da, "bu saatte o kadar kafam almaz" derim. ama net bir şey varsa, o da roussa'nun ekonomik temellendirme yapmadan direkt üst yapıdan girdiği teorisi sağlıklı işlememiş. gerçi, dünyanın ilk bin yılını doğrudan etkilemiş platon'un ideali anlattığı devlet eserinde, elde para kalmayınca diğer polis devletleri yağmalama hakkı tanıması sonrası düştüğü paradoks kadar değil onun ki.
güncel Önemli Başlıklar