bugün

vas

busun işte, bu hayatta kime kızabilirsin ki.. yollara adanmış çıplak bir ömründen başka neyin var. bu kadarsın işte. tum yaşanmışlıkların özeti bu.. sabahtan akşama aklından hayaller gecen avanak bir düşperest herkese tutunacak kadar afil bir özetsin işte.

sonsuz sayıklamalarına boğuldun yine, fakat sende biliyorsun ki elinden gelen sadece bu.. sadece kendi ömrüne gömülmüş sığınaksın. kimsenin umursadığı da yok gece tıkırtılarıyla böldugun sessizliği. senden çıksa çıksa belki bir halit ayarcı çıkar. o bile olamazsın baksana saatlerin hep yollara ayarlı..

dusbaz avanak bilmiyormusun rodin bir iç sestir, sadece kendini yonttu. hem ne farkı var senin duşlerinin onun heykellerinden, sende duşlerini onun heykelleri gibi sabah alacasına kadar kırbaçlayıp '' konuşun benimle, konuşun benimle'' diyerek kendi sesinde susmuyormusun. sızmış bedenini sadece öğle içerisinde su ile aynalara tutmuyormusun.. mutsuzsun işte, kabul et mutsuzsun.. seni aynalarla buluşturan yuzunde bunu haykırmıyor mu?
bunları düşünmek çıldırtıyor mu seni o zaman kendi kabuğuna gömül.. ve sus..

ve sessiz ol.. birazdan vas müziğe oturacak.. gecenin kötülcül ruhlarına santur mumu ışıltacak. seni silik bir bedenle derin kuyulara bırakacak. korkma kırgın, mahcup, öfkeli düşlerin o kuyularda akdeniz tuzuna yatacak. dunyanın gogu çekip gidecek o kuyu diplerinden kendi aşk tarihinin siluetleri kaplayacak gögü.. bakışlarına sarmalandığın hayatların iç delirtici ağırlığına aldanma santurun içinde kayıp gidecek herbiri.

sen o muziğin içinde kendi yazgına itiraflar arayacaksın. çoğu zaman görmezden geldiğin hırslarını ölceceksin. hızlı akışkanlıkla yorduğun anlarını dinginleştirmeyi düşüneceksin. onara onara yama tutmaz hislerini yeni bir hislikle ters yuz edeceksin. buyudugunu dusuneceksin, bir daha düşmemeyi öğreneceksin boyundan buyuk duygulara. sayıklamalar mı, onları keseceksin sadece sessizlik, kristal acılarını da kır at.. kutsal tuttuğun acılardan vazgecince daha iyi anlayacaksın savrulan ömrunu...

vas bunları soyleyecek yinede sen dinlemeyeceksin.. hey beni duyuyormusun.. bak yine dalmışsın.. allah bilir yine kendi düşlerini kırbacladın.. öğle içinde bir ayna yine sana fısıldayacak '' mutsuzsun işte, mutsuzsun''

ve sen yine bir yol haritası koyacaksın önune.. ne diyeyim ki sana, hala bekliyorsun ki annen gelsin ve öpsün şakaklarından...

vas mı dedin... onlarda yoruldu......

a benim kuyulara girmeye korkan arkadaşım, öğretmediler mi sana duvarlar çift yonlu eskir!...