bugün

kamikaze

"tanrısal rüzgar" anlamında japonca sözcük.ilk olarak 1944 yılında denenmiş ve genelde bilinenin aksine bu sıfat pilotların değil düşman gemilerine çarpmak suretiyle pilotunun da beraber kaybedildiği uçaklara verilen addır. pilotları kamikaze pilotları olarak adlandırılır.

kamikaze uçakları normal saldırı uçaklarından farklıdır. uçaktan fırlatılan herhangi bir ağır bomba içermezler. eğitimli pilotlar tüm ağırlıklardan arındırılmış uçaklarıyla düşman ateşinden ustaca sıyrılarak doğruca hedefe (savaş gemisi, uçak gemisi, hangar,...) dalış yaparlar ve yeterli miktarda patlayıcı yüklü bu uçaklar hedefe çarpıp infilak eder. bu proje savaşın başlarından beri düşünülmüş, hatta uçaklar için seri üretime geçilmiştir. fakat saldırı haraketları yapılmamış son çare olarak saklanmıştır.

ikinci dünya savaşı'nda ünlü japon donanma komutanı general ısoroku yamamoto'nun uçağının düşürülmesinin ardından japon deniz kuvvetlerinde adeta bir tanrı gözüyle bakılan bu adamın kaybı orduyu derinden etkilemiştir. ve bu olay tam da müttefik kuvvetlerinin üstünlüğü ele geçirmeye başladığı anda olmuştur. pasifik'te bir çok kayıplar veren japon donanması için artık yenilgi kesinleşmek üzeredir. genel kurmay çıkar yol olarak da kamikaze uçaklarını öne sürer. birçok pilotun kaybedileceği bu strateji, yönetim tarafından kabul edilir. ve gönüllülük esasıyla pilotlar bu iş için yetiştirilmeye başlanır. yüksek japon kültür ve felsefesi tıpkı bizde olduğu gibi ülkesi uğruna ölmeyi bir borç bildiği için gönüllü bulmak pek de zor olmamıştır, üstelik gönüllüler arasında yüksek okul mezunlarının sayısı da az değildir. yani kamikaze pilotluğu kimilerinin dediği gibi saçmalık ya da maceraperestlik değil, yüksek bir ruh ve fedakarlık örneğidir. bu uçaklar ve pilotlar sayesinde bozulan denge yeniden kurulmuş, fakat sonradan atılan atom bombası işleri değiştirmiştir. yani bu pilotlar yenilgiye giden ülkeleri ve esarete giden halkları için hayatlarını feda etmişlerdir. ve atom bombası olmasaydı gayet de başarılı olacaklardı. nitekim olmadı.