bugün

vahdettin giderken hazineye dokunmadı yalanı

hain kişi(padişah demek istemiyorum, zira buna padişah demek, yavuz'a, fatih'e, abdülhamid han'a hakaret olur, kosova'da şehid olan hüdavendigar'ın kemikleri sızlar) vahdettin'i yüceltmek, onu kendine rol model alarak cumhuriyeti, atatürk'ü ve bunların değerlerini yıpratmak isteyen zevzeklerin sıklıkla tekrarladıkları bir söylem var;

"vahdettin hain olsaydı, kaçarken yanında hazineyi de götürürdü..."

evet, bu klişeyi söyleyerek, vatan haini malum şahsı halk nazarında aklamaya çalışırlar, onun hazineyi bırakarak bir vatanseverlik örneği sergilediğini anlatmaya çalışırlar.

peki, işin aslı böyle mi?

yani, vahdettin kaçarken yanında neden hazineyi götürmedi? hazineyi yeni türkiye cumhuriyetine mi bıraktı?

yoksa götüremedi m?

Vahdettin'in kaçarken hazineyi beraberinde götürmemesinin nedenlerinden birincisi, zaten yurtdışında kendisine fazlasıyla yetecek kadar birikmiş parası ve maaşları vardır.

ikinci olarak, istanbul 1922 Ekim'inin başında Ankara Hükümeti temsilcisi Refet Paşa tarafından ingilizlerden teslim alınmış, istanbul kurtarılmış ve Ankara Hükümeti'nin kontrolüne geçmiştir.
Topkapı Sarayı'nın, Yıldız Sarayı'nın, Dolmabahçe Sarayı'nın önünde ve hazine de artık Atatürk'ün askerleri nöbet tutmaktadır.
Yani Vahdettin istese de hazineyi, sarayı soyacak, götürecek durumda değildir.

üçüncü neden olarak da Vahdettin, ingilizlere sığınırken yaptığı pazarlık gereği, "Ben size HALiFELiK sıtafımla sığınacağım, sizin kotrolünüzde bir halife olacağım" diye sığınmıştır.
Bunun karşılığında ingilizlerin kendisini krallar gibi yaşatacağını, paraya pula ihtiyacı olmayacağını düşünmüştür.

Ayrıca 1924'te ABD Başkanı'na yazdığı mektuptan anladığımıza göre Vahdettin "geçici olarak ülkeyi terk ettiğini" düşünmüş, bir gün ingilizlerin ve ABD'nin desteğiyle Atatürk'ü aşağı indirip yeniden Türkiye'de Halife olacağı hayaline kapılmıştır. Bu nedenle bir gün geri döneceğine göre malı mülkü yanında götürmeyi düşünmemiştir.

işte görüldüğü üzre vahdettin yanında hazineyi "götürmemiş" değil, "götürememiş"tir. bu ikisi arasında fevkalade bir fark mevcuttur.