bugün

brothers a tale of two sons

ulan harika bir oyun ya. ico'dan, shadow of the colossus aldığım ne kadar tat varsa, hepsini anımsadım, tekrar tattım resmen. zaten starbreeze de bu oyunlardan etkilenmiş belli ki. çevre tasarımları, bulmacalar, diyaloglar(ki hiçbir şey anlamıyorsunuz) her şey bunu açıkça gözler önüne seriyor.
neyse.

mesela bazı insanlar oyun için kısa oluşunu, bulmacaların kolaylığını falan eksi olarak göstermiş. şahşi kanaatim, alakası yok.
oyunun hiçbir yerinde, azıcık dahi tecrübeniz varsa, takılmazsınız. yani ben bu oyunu oynarken bir yerde takılıp da "bir aratayım ya neymiş burası" falan yaptığımı veya saatlerce uğraşıp "yapımcının anasını sikeyim" dediğimi düşünemiyorum. oyunun bütün saflığı bozulurdu.
eğer uğraşırsanız bir gecede bitirip, etkisini önünüzdeki iki günde falan atabilirsiniz.

--spoiler--
başından sonuna kadar keyif aldım, önüme çıkan her şeyle etkileşime girip, görebileceğim bütün manzaraları görmeye, hiçbir şeyi kaçırmamaya çalıştım. bu cümleyi de spoilera giriş olarak yazdım ki, eğer spoilerı istemediğin halde buraya kadar okudusuysan daha ileri gitme diye. evet. neyse.
büyük kardeşe bir şey olacağını biliyordum. küçük daha ön plandaydı zaten. annesinin ölümünü falan karşılayışı daha çok işleniyordu. abisi daha bir gerideydi ama baskındı da açıkçası. uçkuruna yenildi zavallı.
keşke orada bıraksaydık da yerliler tecavüz ediverseydi o karadula.
ölümü ve küçük kardeşin onsuz devam edişi de çok güzel işlenmişti ayrıca büyüğün. yani gerek gömme sahnesi, gerek ağlama, gerek ise kuşun gelişi falan harikaydı.
sonrasında küçüğün yüzmesi, abisinin çektiği kolu çekişi, koca duvara tek başına tırmanışı falan inanılmazdı.
kontroller çok güzel dizayn edilmişti, gayet de güzel kullanılmıştı bu sahnelerde.
tek kelimeyle hariga.
--spoiler--