bugün
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz20
- japonya'nın yarısı kürtlerindir17
- türbanlıların açık kızlara çok öfkeli olması13
- akp döneminde kürtlerin asimile olması12
- mauro icardi13
- kemalizm27
- kavga etmek isteyen kadın8
- icardi190515
- müge anlı daki 18 yaşındaki lamia13
- bu gece intihar edeceğim77
- siklememe sanatı8
- trt'nin osmanlı dizileri26
- her canlı şeyi sudan yarattık11
- fenerbahçe28
- albay kemal16
- bütün pitbullar uyutulmalı20
- rte'nin artık fenerbahçeli değilim açıklaması12
- 28 mayıs 2013 taksim gezi parkı direnişi19
- pipisine tapılan adam16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi24
- afganistana vizelerin kaldırılması15
- son 22 yılın özeti16
- kemalistlerin islamcılara daima saplaması12
- allah neye benzer17
- açık sınırı 19bin ytl9
- ichbinmaschinenbau12
- hiç aldatmayan erkekte sorun vardır12
- escort olmaya karar vermek8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fatih de bizim atatürk de bizim9
- eğitim konusunda dünyada örnek gösteriliyoruz15
- köpeğe ekmek verip tecavüz eden adam22
- allahın emirleri sorgulanabilir mi21
- içkisi kumarı dövmesi olmayan erkek10
- suriyeli 3 çocuğun akran zorbalığı yapması17
- midyenin 20 lira olmasına şaşıran gurbetçi11
- otobüste görülen kıza aşık olmak10
- üçten fazla dövmesi olan kız8
- fener'i kimse eleştiremez hatalıyken de savunurum8
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar15
- fener niye şampiyon olmuyor diye ağlayan çocuk13
- galatasaray26
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar11
- dövmesi olan erkek12
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- şarap içip entry girmek8
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- ali koç10
- kocaeli de ders basan veli9
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
usturuplu sallama işidir.
kafayı yedim.
evet sözlük öyle böyle değil kafayı yedim. psikolojim bozuldu, psikiyatra gitsem hayatıma tescilli sıyırmış olarak devam edeceğim. yaşam enerjimi kim vakumladıysa ona çok pis laflar hazırladım.
yine 3. sınıfa geçene kadar bi şey yoktu. dayanılır gibiydi. geldik 3. sınıfın 1. dönemine 7 ders alıyorum, 4'ünden kaldım. hassktir dedim nasıl olabilir ya böyle bi şey. çalıştık ettik, nasıl kalırız amk? bu kadar nasıl boku yiyebilirim diyorum. yersin amk yersin, aldığın dersler, akışkanlar mekaniği, makine elemanları, sistem dinamiği ve kontrolü, termodinamik gibi dersler olursa yersin. bi de ders bağlama olayı var. sikik koşul ağacı. o dersi vermemişsin diğerini alamazsın. dedik okul uzuyo heralde. uzamasını da hiç istemiyorum, bi an önce bitsin de kurtulayım, şurdan ne kadar çabuk gidersem o kadar iyidir. 2. döneme geldik, aldım 10 ders. alttakiler de geldi birikti. götümden kan almak filan değil, direk götümü aldılar sanki. delirdim. resmen delirdim. 9'unu verdim 2. dönemin sonunda. ama bağladığı dersleri alamamışız hala yetişmeye çalışıyoruz ya, hadi yaz okulu. 1 senede 3. sınıfı 2 kere okudum resmen 2 kere. delirdim.
"üniversitede okuyorum" diyince, "aa ne güzel güzel en güzel yıllarınız bunlar" diyorlar ya, benim en güzel yıllarım bunlar olacaksa ben yaşamak istemiyorum lan. vallahi istemiyorum. 3 yazdır doğru düzgün tatil yapamıyorum (tatil derken, 15-20 gün okul işlerinden tamamen sıyrıldığım zaman dilimi). ben 4-5 sene evvel mutlu bi insandım ya, bildiğiniz mutluydum, gülmeli, şakalı, komikli. şu an enerjim filan kalmadı. artık sinir stresten kalbim filan da sıkışmaya başladı, mide sorunlarım başladı, uykusuz geceler, gözaltı torbaları, baş ağrıları. ulan resmen gencecik yaşımda cehennem oldu hayatım. kör bakar oldum hayata. kendime güvenim filan hep gitti, yandı bitti kül oldu. özgüvenim hocalar tarafından emildi, gerek kişisel gerek genel olarak yemediğim(iz) hakaret kalmadı. "defolun gidin 1. sınıftan tekrar başlayın sizden bi bok olmaz", "hepinizi seçip mi topladılar buraya, gerçekten çok kötü durumdasınız" aşağılamalarına maruz kaldım. kendimi gerizekalı gibi hissettim. defalarca, hem de defalarca. yapamıyorum dedim, zeki değilim demek ki benden de bu kadar dedim. sayısız kere bırakmayı düşündüm. bırakamadım, idealsiz hissettim kendimi. kendimi dağa, taşa, bayıra vurdum. devamlı dışarı çıkmaya kafamı dağıtmaya çalıştım, olmuyor olmuyor, sonunda hiçbir şeyden zevk alamaz oldum. hani o sosyal ortamlar nerde? sinema, tiyatro, kitap nerde? zaman yok ki. hepsi birer kelimeden ibaret kaldı.
dedim ikinci yabancı dil öğreneyim, hem seviyorum da yabancı dil filan hoşuma gidiyor. gittiğim süre: 1 ay. gidemedim adeta vakit olmadı. haftasonu sınavlarım oldu, derslerimle çakıştı ve ben haftasonu sabah 9-12 arası kursa gidecek vakit bile bulamadım lan. kendim için haftada 6 saat ayıramadım. üretkenlik filan hak getire. sonra spora adadım kendimi. ama öyle ama böyle haftada 1-2 de olsa resmen 3 senedir spor yapıyorum. hala arabada gazı kökleyip kendimi duvara gömmediysem, spor sayesinde sanırım.
ders çalıştığım ortamlardan bile sıkıldım artık, midem bulandı. öyle ki, arkadaşlarımın yanına gitmeye başladım ders çalışmak için. dedim en azından ortam değişsin. bi boğaziçi'nin kütüphanesi bi ytü'nün kütüphanesi. ama baya baya evim bellediğim mustafa inan kütüphanesi. eve en yakın kütüphane. kütüphanenin tam karşısındaki kafede akşam akşam parayı bozamadık diye borçlandığım bile oldu. neyse bi süre de böyle o kütüphane senin bu kütüphane benim gezmekle geçti. sonra? sonra artık insanların sınavları bitti, okulu bitti. gitti millet. ben napıyorum? yarın makine elemanları finalim var ve sinir krizi geçirmeden dişli hesapları yapmaya çalışıyorum. var mı benden başka? kaç kişiyiz lan tam şu an hala, kaç kişiyiz amk?
hocalar suratımıza baka baka "ee daha kafayı yemediyseniz biz başarısız olmuşuz" diyip kıkır kıkır gülüyorlar. 80-90 beklediğin sınavdan 12 alıyorsun. 17 alırsan göbek atıyorsun, 03 alınca bile üzülmüyorsun "ortalama kaçmış?" diye soruyorsun. finalden 0 alıyosun çan filan oluyo bi şey oluyo fd geliyo mesela. oha o kadar mı sıçtık diyosun. bakıyorsun, ortam da leş. hayattan zevk almayı bilmeyen gözünün ışığı kaçmış adamlar her yanında. çoğu dünyevi şeylerden elini eteğini çekmiş gibi. salık tipler. ya ne olacak? 3-5 tane mutlu adam varsa onlar da 6 seneden önce bitiremez. ya da böyle yaşamak hoşuna gidiyordur adamın.
okursun, başarılı da olursun, 4 yılda da bitirirsin bu bölümü. ama kendini kaybedersin işte böyle. insanların ballandıra ballandıra anlattıkları üniversite hayatına özenerek geçirirsin zamanını. hiçbir şeye tahammülü kalmayan bi insana evrilirsin. bende bu şekilde oldu en azından. belki kimisi de sever bunu. hayatımın en güzel zamanlarını ders ders ders ders diye geçirmekten hiç memnun değilim, hiç. gencecik adamlar gözlerimin önünde 4 senede kel kaldı. ne olacak sanki ömrümüzden ömür gitti de ne olacak? yazmayın, etmeyin, okumayın demiyorum. gelin, okuyun ama bunları da bilin. aman bi kapağı atarsak eninde sonunda bitiririz demeyin. evet bitirirsiniz ama siz de bitersiniz. her sınav dönemi koah ve omurilik felciyle boğuşurken, özgüveniniz ellerinizde un ufak edilmiş bi şekilde bulabilirsiniz kendinizi. bunu bilin de gelin.
yok mu uzakdoğu'da bi tapınak filan ayarlıycak adam? 2 ay ağzımızı açmadan ağaçlara baksak? bak sol kolum uyuşuyo, yeminlen sol kol bak sol kol.
kafayı yedim.
evet sözlük öyle böyle değil kafayı yedim. psikolojim bozuldu, psikiyatra gitsem hayatıma tescilli sıyırmış olarak devam edeceğim. yaşam enerjimi kim vakumladıysa ona çok pis laflar hazırladım.
yine 3. sınıfa geçene kadar bi şey yoktu. dayanılır gibiydi. geldik 3. sınıfın 1. dönemine 7 ders alıyorum, 4'ünden kaldım. hassktir dedim nasıl olabilir ya böyle bi şey. çalıştık ettik, nasıl kalırız amk? bu kadar nasıl boku yiyebilirim diyorum. yersin amk yersin, aldığın dersler, akışkanlar mekaniği, makine elemanları, sistem dinamiği ve kontrolü, termodinamik gibi dersler olursa yersin. bi de ders bağlama olayı var. sikik koşul ağacı. o dersi vermemişsin diğerini alamazsın. dedik okul uzuyo heralde. uzamasını da hiç istemiyorum, bi an önce bitsin de kurtulayım, şurdan ne kadar çabuk gidersem o kadar iyidir. 2. döneme geldik, aldım 10 ders. alttakiler de geldi birikti. götümden kan almak filan değil, direk götümü aldılar sanki. delirdim. resmen delirdim. 9'unu verdim 2. dönemin sonunda. ama bağladığı dersleri alamamışız hala yetişmeye çalışıyoruz ya, hadi yaz okulu. 1 senede 3. sınıfı 2 kere okudum resmen 2 kere. delirdim.
"üniversitede okuyorum" diyince, "aa ne güzel güzel en güzel yıllarınız bunlar" diyorlar ya, benim en güzel yıllarım bunlar olacaksa ben yaşamak istemiyorum lan. vallahi istemiyorum. 3 yazdır doğru düzgün tatil yapamıyorum (tatil derken, 15-20 gün okul işlerinden tamamen sıyrıldığım zaman dilimi). ben 4-5 sene evvel mutlu bi insandım ya, bildiğiniz mutluydum, gülmeli, şakalı, komikli. şu an enerjim filan kalmadı. artık sinir stresten kalbim filan da sıkışmaya başladı, mide sorunlarım başladı, uykusuz geceler, gözaltı torbaları, baş ağrıları. ulan resmen gencecik yaşımda cehennem oldu hayatım. kör bakar oldum hayata. kendime güvenim filan hep gitti, yandı bitti kül oldu. özgüvenim hocalar tarafından emildi, gerek kişisel gerek genel olarak yemediğim(iz) hakaret kalmadı. "defolun gidin 1. sınıftan tekrar başlayın sizden bi bok olmaz", "hepinizi seçip mi topladılar buraya, gerçekten çok kötü durumdasınız" aşağılamalarına maruz kaldım. kendimi gerizekalı gibi hissettim. defalarca, hem de defalarca. yapamıyorum dedim, zeki değilim demek ki benden de bu kadar dedim. sayısız kere bırakmayı düşündüm. bırakamadım, idealsiz hissettim kendimi. kendimi dağa, taşa, bayıra vurdum. devamlı dışarı çıkmaya kafamı dağıtmaya çalıştım, olmuyor olmuyor, sonunda hiçbir şeyden zevk alamaz oldum. hani o sosyal ortamlar nerde? sinema, tiyatro, kitap nerde? zaman yok ki. hepsi birer kelimeden ibaret kaldı.
dedim ikinci yabancı dil öğreneyim, hem seviyorum da yabancı dil filan hoşuma gidiyor. gittiğim süre: 1 ay. gidemedim adeta vakit olmadı. haftasonu sınavlarım oldu, derslerimle çakıştı ve ben haftasonu sabah 9-12 arası kursa gidecek vakit bile bulamadım lan. kendim için haftada 6 saat ayıramadım. üretkenlik filan hak getire. sonra spora adadım kendimi. ama öyle ama böyle haftada 1-2 de olsa resmen 3 senedir spor yapıyorum. hala arabada gazı kökleyip kendimi duvara gömmediysem, spor sayesinde sanırım.
ders çalıştığım ortamlardan bile sıkıldım artık, midem bulandı. öyle ki, arkadaşlarımın yanına gitmeye başladım ders çalışmak için. dedim en azından ortam değişsin. bi boğaziçi'nin kütüphanesi bi ytü'nün kütüphanesi. ama baya baya evim bellediğim mustafa inan kütüphanesi. eve en yakın kütüphane. kütüphanenin tam karşısındaki kafede akşam akşam parayı bozamadık diye borçlandığım bile oldu. neyse bi süre de böyle o kütüphane senin bu kütüphane benim gezmekle geçti. sonra? sonra artık insanların sınavları bitti, okulu bitti. gitti millet. ben napıyorum? yarın makine elemanları finalim var ve sinir krizi geçirmeden dişli hesapları yapmaya çalışıyorum. var mı benden başka? kaç kişiyiz lan tam şu an hala, kaç kişiyiz amk?
hocalar suratımıza baka baka "ee daha kafayı yemediyseniz biz başarısız olmuşuz" diyip kıkır kıkır gülüyorlar. 80-90 beklediğin sınavdan 12 alıyorsun. 17 alırsan göbek atıyorsun, 03 alınca bile üzülmüyorsun "ortalama kaçmış?" diye soruyorsun. finalden 0 alıyosun çan filan oluyo bi şey oluyo fd geliyo mesela. oha o kadar mı sıçtık diyosun. bakıyorsun, ortam da leş. hayattan zevk almayı bilmeyen gözünün ışığı kaçmış adamlar her yanında. çoğu dünyevi şeylerden elini eteğini çekmiş gibi. salık tipler. ya ne olacak? 3-5 tane mutlu adam varsa onlar da 6 seneden önce bitiremez. ya da böyle yaşamak hoşuna gidiyordur adamın.
okursun, başarılı da olursun, 4 yılda da bitirirsin bu bölümü. ama kendini kaybedersin işte böyle. insanların ballandıra ballandıra anlattıkları üniversite hayatına özenerek geçirirsin zamanını. hiçbir şeye tahammülü kalmayan bi insana evrilirsin. bende bu şekilde oldu en azından. belki kimisi de sever bunu. hayatımın en güzel zamanlarını ders ders ders ders diye geçirmekten hiç memnun değilim, hiç. gencecik adamlar gözlerimin önünde 4 senede kel kaldı. ne olacak sanki ömrümüzden ömür gitti de ne olacak? yazmayın, etmeyin, okumayın demiyorum. gelin, okuyun ama bunları da bilin. aman bi kapağı atarsak eninde sonunda bitiririz demeyin. evet bitirirsiniz ama siz de bitersiniz. her sınav dönemi koah ve omurilik felciyle boğuşurken, özgüveniniz ellerinizde un ufak edilmiş bi şekilde bulabilirsiniz kendinizi. bunu bilin de gelin.
yok mu uzakdoğu'da bi tapınak filan ayarlıycak adam? 2 ay ağzımızı açmadan ağaçlara baksak? bak sol kolum uyuşuyo, yeminlen sol kol bak sol kol.
güncel Önemli Başlıklar