bugün

ayrılık acısı bile çekememek

Eski hicranların acıları ile yoğrulmuş kalbin ayrılığın acınısını yaşamamak için yokmuş gibi davranmasından süregelen bir durumdur bazen. Aslında içinde daha büyük bir acı barındırır. Kalp ayrılığın acısını unutumak için bütün duyguları susturur sanki. Ondan sonra ne yediğinden ne içtiğinden zevk alırsın hatta içindeki sevgi dahi saklanıp kalbinin en köşelerine atılır acı dahi çekemezsin karşında birisi ölse hiç bir şey yokmuş gibi yoluna devam edersin ve en kötüsü de nedir bilirmisin ağlayamazsın. Kalbin ayrılın acısından korunmak için o kadar derinlere gömmüştür ki sevdiği kişinin aşkını "kalbin iltihabı gözden akar" diyip de ağlayamazsında hatta hiç bir şeye ağlayamaz olursun. Neden çünkü artık korkaksındır kalbine bir daha o aşk okları saplanmasın diye surlar örmüşsündür çevresine ama bilmezsinki o surlar yalnızca aşkı dışında bırakmaz. Ve içine ağlarsın çünkü belki beş belki on belki binlerce arkadaşın vadır seni yürekten seven fakat nafile onların sevgileri sana ulaşamaz ki işte o yüzden yalnızlığına ağlarsın. Ve o an geli içindekinin aşkı ile başbaşa kaldığını anlarsın. Ona sarılamazsın küsüp dışarı da atamazsın ki kalbinin kapısı kapalıdır çünkü napabilirsin. En sonunda bir ateş yakarsın kalbinde bir özlem sevmeye sevilmeye bir özlem atarsın ateşlerin içine eskisinin sevgisini yanarken çıkardığı zehir gözlerini yakar ağlarsın ve her şey biter en sonunda. Açarsın kalbinin kapısını eskisinden daha patavatsızca çünkü seni öldürmeyen daha güçlü yapmıştır ya yine aynı teraneler ta ki kalbinin sultanın'a gönlündeki has bahçeden en nadide gülü verene kadar.