bugün

sözlük yazarlarının itirafları

ulan bazen biri çıkıyor bir iki şey söyleyip tüm hayat enerjinizi alıyor elinizden.* bir de öyle şeyler söylüyor ki, sanki sizin iyiliğinizi için yapıyor, kendinden fedakarlık yapar gibi. halbuki amacını biliyorsunuzdur, çıkar payı olduğunu biliyorsunuzdur. ilişkiler hep çıkar üzerine zaten. anne çocuk ilişkisi bile böyle.

gurbette okuyorum, annem telefonla her gün arayıp, nerede ve ne yaptığımı sorup kapatıyor yüzüme. 3 yıldır böyle bu. bir dur be kadın! nerede olup ne yaptığımın ne önemi var. sor bir bakalım nasıl hissediyorsun, bir ihtiyacın var mı, mutlu musun hayatında. olay tamamen kişinin tatminleri üzerine. ''eh tamam oğlum yaşıyor, tüm yaşama özelliklerini taşıyor. konuşuyor, bilinci yerinde. ben tatmin oldum gerisinin ne önemi var.'' olay bu.

sonra bu adam neden bu kadar sessiz sakin, içine kapanık. kapanır tabii amk. hayattan beklentisi kalmamış ki bu adamın. ailesiyle bile çıkar ilişkisi olduğunu bilen bu adam neye inanır, neye güvenebilir ki?

çocukluğumuzdan hatırlarız, küçük bi oyuncak makine vardı. o makineyle bir çocuk büyütürdük. gece yarıları kalkar bi şey yedirir, içirirdik filan... o makinedeki sanal çocuktan ne farkımız var amk. çocuğu olan bir bireyin olayı, tamamen kendini tatmin etmesi. bir de bunun kardeş olayı vardır ki o tam bir karmaşa olaydır.

en sonunda kafayı yemenin yollarını bulup kafayı yicem. o zaman kimse yazgıma karışmadan kendi yazgıma kendim karar verip yaşarım. kimse beni bir şey yapmaya veya herkesin yaptığı şeyleri yapmaya zorlamaz. ''allah ın delisi, boş ver onu bırak kendi haline'' derler de ben de o tatmin duygusuna ulaşırım belki. annesine, babasına, abisine yabancı biri olarak.