bugün

unutmak isteyen kim

“Evet, yoksa sen hangi müşterinin işi için defalarca telefon görüşmesi yaptın ya da ne bileyim taa ofisinden çıkıp o kadar yolu teptin?”
Suratımın rengi dudaklarının rengiydi artık, kıpkırmızı. Kıvıramıyordum bir türlü. Olmuyordu. Ağzımın içinden bir şeyler geveledim ama nafileydi. Zeki kadın olduğunu biliyordum ama bu kadar zeki olabileceğini düşünmemiştim o ana kadar. Utancımı bastırmak için büyük bir yudum aldım kahveden ancak sıcak kahve dilimi yakmıştı. Ağzımda yaşadığım o sıcak acısı ve yüzüme vuran utanmayla 33 yaşında saf bir aptaldım. Dilimi yaktığımı görünce kahkaha attı.
“Yavaş iç, sakin ol. Bunda utanılacak bir şey yok ki hem. Bak sana sözüm olsun. Bu terfi işi olursa bir rakı balık yapalım. Benden
ama… Ne dersin?”
“Bu bir çıkma teklifi mi?”
“Lisede değiliz Deniz lütfen ama. Çıkmak ne şimdi?”
“Peki, tamam. Oldu. Yani harika. Mükemmel hatta.”
“Tamam ama restoranı sen seçeceksin.”
“ Hay hay, bildiğim salaş bir yer var. Bir balıkçı barınağı.”
“ Süper, oldu o zaman. Şimdi tek engel benim şu terfi işi. Sonra gelsin bir büyük Kulüp.”
“Ooo Kulüp hem de. Kulüp rakısını pek kimse bilmez hele kadınlar hiç bilmez sanırdım.”
“Ben senin bildiğin kadınlardan değilim Deniz Bey.”
“ Ben çok kadın bilmem zaten. Bundan sonra kimseyi tanımama da gerek yok bence artık.”
“Büyük konuşuyorsun bak. Hatırlatırım sana bu lafları.”
“Lütfen hatırlat. Hatırlat ki hep aklımda kal. Hem seni unutmak isteyen kim?”