bugün

the deer hunter

savaşın bireyler ve ufak bir kasaba üzerine etkileri anlatılmış olan film. yalın bir anlatım yolu izlemiş yönetmen, şaşaalı diyaloglara falan da girmemiş. rus ruleti sahneleri tabii ki insanın kanını donduruyor, özellikle son sahne. ama film sanki duyguları izleyiciye yansıtmakta biraz eksik kalmış. ya da benim mallığımdır o belki.
meryl streep gerçekten bambaşka bir aktrismiş, tekrar anladım.
de niro ile christopher walken, özellikle walken filmde aşmış geçmiş rol kesme bakımından. filmin başındaki ruh hâleti ile sonundakine bakın, adam oynamış hocam!
john cazale gerçekten yakında ölecek bir insan yüzü ile gözüktü filmde, ya da aynı yıl öldüğünü bildiğim için ben mi öyle baktım.

filmin sonundaki milli marş sekansını tam çözemedim, yönetmen ironi mi yapmış kafamda bir ihtimal olarak kaldı.