bugün

koşmak

yıllarca bu muhteşem eylemi icra edemeyenler için hasreti çekilenlerin başında gelir. çünkü koşmak insanı gençleştirir, dinçleştirir. insana kendini muhteşem hissettirir. çocukluğuna, yaramazlık yapıp daldan dala atladığı günlere götüren bir araçtır yetişkin için. ne bileyim masmavi suda yüzmek gibidir. suyun tenle buluşmasını hayal edin. içine dalıp dipteki sayısız güzelliği keşfettiğiniz, saatlerce kalıp çıkmak istemediğiniz o anı... dalgıçlar, su altı sporlarıyla uğraşanlar demek istediğimi daha iyi anlayabilirler. işte koşmak benim için böyle heyecanları, güzellikleri çağrıştıran ve yaşatan bir şey.

koşmak kesinlikle insana kendini hür hissettiriyor. yıllardır koşamadığımı düşününce çok zaman kendime üzülüyorum. acıma gibi değil de bir gün koşabilecek miyim düşüncesiyle umut edip, özlem çekmek gibi. sonunda kavuşamamak da var elbette. gerçek anlamda bir daha koşamamak da var. bunları hiç düşünmüyorum. aklıma böyle şeyler getirmiyorum. çünkü yakın zamanda çok ama çok kısa bir mesafe, öylesine koşuvermiştim.

otobüs durağına çok az bir mesafe kala arkamdan otobüs beliriverince durağa yetişebilmek için hızlandım. sonra adımlarımı daha da hızlandırıp bir anda mucize oluvermiş gibi koşmaya başladım. otobüs beni geçmek üzereydi ama açıkçası otobüse yetişememek o anda umurumda bile değildi. çünkü koşuyordum. koşabiliyordum. senelerdir koşamamış biri için bunun anlamı çok büyüktür. hiçbir şeye değişilmeyecek bir hazdır elde edilen. ve işte tam o anda bir anda beliren ak sakallı dedeler gibi bir amca beliriverdi. "neden koşuyorsun yavrum, neden kendine eziyet ediyorsun? durdururum ben şimdi otobüsü" dedi. ve ben itiraz edemeden, otobüs yanımdan geçmişken ve durağa bile yanaşmamışken bir ıslık çalıp durduruverdi. otobüs az ilerimde durduğunda ne diyeceğimi bilemez haldeydim. sanırım amcanın kendince jestine teşekkür edip binmekten başka seçeneğim yok gibiydi. otobüse binip koltuğa oturduğumda tam yıllar sonra koşmayı tatmak için önüme çıkan fırsatın bu kadar kısa sürmüş olduğuna, engellenmiş olduğuma ve ne olup bittiğini anlayamayacak kadar kısa bir sürede kendimi otobüste bulmuş olduğuma çok şaşırdım. böyle fırsatlar çok fazla çıkmıyor önüme. bu nedenle paylaşmak istedim.

koşmak için fırsatı olanların değerlendirmesi gerekir. koşabilen var koşamayan var di mi?