bugün
- icardi190519
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı16
- jose mourinho59
- erkekler ne işe yarar11
- içine şeytan girse ne yaparsın10
- türkiye cidden almanyadan daha iyi8
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga10
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi21
- magicovento20
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- artık yazmayacağım8
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- arda güler10
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz10
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- aşkım kapışmak8
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- dinci zekası8
- cennette ergenliğe yeni giren eşleriniz olacak10
- ben 76 yaşındayım beni tahrik ediyorsun15
yer çekimini unutmak...
B.evler adı üzerinde bahçeli evlerin bulunduğu aynı isimli ilçenin güzel bir semtidir. Bu evlerin bahçelerinde meyve ağaçları da sıklıkla bulunur. Tabiki bizim zamanımızda, ağaçlarda meyveler daha hamken toplanırdı. Şimdikiler gibi yerlere dökülüp heba olmazlardı
Günlerden bir gün bir yaz günü. Sıkılıp bir evin elma ağacına dalmaya karar verdik. Yalnız evin sahibi çok aksi, sanırım eski bir asker. O sebeple ağaca tırmanamıyoruz. Biz de elimize taş alıp, elma ağacına taş atıyoruz. Meyve veren ağacı taşlarlar sözü buradan çıkmıştır. Aslında buradan değil. Burası Bakırköy. Oradan çıkmıştır.
Lakin gel gör ki, taşların ve elmaların ebatlarının küçük olması, vurulan elma sayısının niceliğini, vurulanların da taş hasarıyla niteliğini düşürmekte...
Ben her zaman olduğu gibi kafamı kullandım. (hayır tabiki ağaca kafa atmadım) Yerde bir adet uzunluğu 50 cm kadar 10 a 10 ebatlarında bir kalas duruyordu. Tabiki kalasın ebatlarının büyük olması, vuracağı elma sayısını artıracak, direk elmaya zarar vermeyeceği için yenilebilir alanını artıracaktı.
Hiaaaaaa diyerekten savurdum kalası. Ağaç fazla uzun boylu olmadığından yukarılara yakın bir dala isabet etti kalas efendi. Tabi elmalar da patır patır dökülmeye başladı. Arkadaşlar Allllaaaaahhhh diye bağırırlarken, ben "bırakın ulan elmalarımı" diyerek, ağacın dibine dökülen elmaları toplamaya seyirttim.
Hayret arkadaşlar da ilk defa sözümü dinlediler. Ben pıt pıt ses çıkararak düşmeye devam eden elmaları toplamaya başladım. Arada garip bir ses yükselerek, yaklaşıyor.
pıt pıt pıt çıt çat çıt çat çat pıt çtonkkkkkkk. Bu ses silsilesi, kalasın hala ağaç üzerinde olduğunu ve yer çekimine karşı gelemeyerek, görevini yerine getirdiğinin ifadesidir.
O sondaki çtonkkkkk sesi ise, kafama çarptığı andaki...
Arkadaşlar ne oldu diye bir telaşla koşturdular. Yerde boylu boyunca yatana, dilleri tutulmuş bakıyorlardı. Bana değil yahu, kalasa... Garipsemeyin, benim taş kafama hiç bir şey olmadı ama, kalas boylamasına yarıldı...
Daha ne diyeyim ki ben...
B.evler adı üzerinde bahçeli evlerin bulunduğu aynı isimli ilçenin güzel bir semtidir. Bu evlerin bahçelerinde meyve ağaçları da sıklıkla bulunur. Tabiki bizim zamanımızda, ağaçlarda meyveler daha hamken toplanırdı. Şimdikiler gibi yerlere dökülüp heba olmazlardı
Günlerden bir gün bir yaz günü. Sıkılıp bir evin elma ağacına dalmaya karar verdik. Yalnız evin sahibi çok aksi, sanırım eski bir asker. O sebeple ağaca tırmanamıyoruz. Biz de elimize taş alıp, elma ağacına taş atıyoruz. Meyve veren ağacı taşlarlar sözü buradan çıkmıştır. Aslında buradan değil. Burası Bakırköy. Oradan çıkmıştır.
Lakin gel gör ki, taşların ve elmaların ebatlarının küçük olması, vurulan elma sayısının niceliğini, vurulanların da taş hasarıyla niteliğini düşürmekte...
Ben her zaman olduğu gibi kafamı kullandım. (hayır tabiki ağaca kafa atmadım) Yerde bir adet uzunluğu 50 cm kadar 10 a 10 ebatlarında bir kalas duruyordu. Tabiki kalasın ebatlarının büyük olması, vuracağı elma sayısını artıracak, direk elmaya zarar vermeyeceği için yenilebilir alanını artıracaktı.
Hiaaaaaa diyerekten savurdum kalası. Ağaç fazla uzun boylu olmadığından yukarılara yakın bir dala isabet etti kalas efendi. Tabi elmalar da patır patır dökülmeye başladı. Arkadaşlar Allllaaaaahhhh diye bağırırlarken, ben "bırakın ulan elmalarımı" diyerek, ağacın dibine dökülen elmaları toplamaya seyirttim.
Hayret arkadaşlar da ilk defa sözümü dinlediler. Ben pıt pıt ses çıkararak düşmeye devam eden elmaları toplamaya başladım. Arada garip bir ses yükselerek, yaklaşıyor.
pıt pıt pıt çıt çat çıt çat çat pıt çtonkkkkkkk. Bu ses silsilesi, kalasın hala ağaç üzerinde olduğunu ve yer çekimine karşı gelemeyerek, görevini yerine getirdiğinin ifadesidir.
O sondaki çtonkkkkk sesi ise, kafama çarptığı andaki...
Arkadaşlar ne oldu diye bir telaşla koşturdular. Yerde boylu boyunca yatana, dilleri tutulmuş bakıyorlardı. Bana değil yahu, kalasa... Garipsemeyin, benim taş kafama hiç bir şey olmadı ama, kalas boylamasına yarıldı...
Daha ne diyeyim ki ben...
güncel Önemli Başlıklar