bugün

nötron yıldızı

"bir çay kaşığı maddesi 100 milyon ton çeker" geyiği tamamen varsayımdan ibarettir.
bu maddeyi yıldızın çekirdeğinden almaya karar verdik diyelim(asıl yoğun madde çekirdektedir, kabuk demir gibi ağır metallerden oluşur); bu iş için kullanacağımız uzay gemisinin daha yıldıza yaklaşamadan, binlerce kilometre uzağa yayılan manyetik alan, radyoaktif parçacık ve manyetik akımlar tarafından paramparça edilmesi bir kaç saniye bile sürmez. hadi bu engelleri aşacak bir gemi yaptık ve yıldıza bir kaç kilometre kadar yaklaşmayı başardık, bu defa da yıldızın aşırı güçlü çekim alanı(10-15 milyon g) garip bir olaya yol açar, bu devasa çekim kuvveti geminin baş ve kıç tarafındaki milyon g ile ölçülecek derecede farklı olarak etki eder, sonuç: iki farklı noktasına bu kadar farklı çekim kuvvetleri etki eden bir madde saniyenin milyonda birinden kısa bir sürede atomlarına ayrılıp yok olur.
bir şekilde bu fenomeni de aştık ve yıldızın yüzeyine inmeye karar verdik; kendi etrafında, dakikada 45.000 tur atan bir cismin yüzeyine. iyi şanslar.
bunu da geçelim ve yıldızın çekirdeğinden maddeyi alıp gemimizin ambarına yüklediğimizi ve sonrasında uzaklaştığımızı varsayalım ama bir detayı unuttuk; maddeyi aralarında boşluk olmayan nötronlar şeklinde birarada tutan şey, yıldızın kendi merkezine uyguladığı o inanılmaz basıncın ta kendisiydi ve o basınç şu an yok.
nötronun bozunma süresinin de yaklaşık 10 dakika olduğunu da düşünürsek, bundan sonra olacak şey e=mc^2 uyarınca bu milyonlarca tonluk kütlenin dakikalar içinde trilyonlarca atom bombasına eşdeğer bir enerjiyi ortama bırakması ve geri kalan kütlenin çok sıcak bir gaz bulutu olarak hayatına devam etmesidir.