bugün

atatürk ün milli içecek olmasını istediği içki

ne rakı, ne bira, ne de ayrandır.

kırklareli bölgesine mahsus bir üzüm şırası olan hardaliye'dir.

--spoiler--
Atatürk, 20 Kasım 1930’daki Kırklareli ziyaretinde kendisine hardaliye sunulduğunda, içtikten sonra, “Bunu milli bir içecek haline getiriniz” der.

Ancak, hardaliye on yıllar boyu yöresel bir çerçevede kalır. Hak ettiği önem verilmez.
Kırklareli’ndeki birkaç amatör üretim noktasından dışarı çıkamaz.
Oysa, Kırklareli yöresindeki olgunlaşmış üzümlerden elde edilen alkolsüz, buruk içimli, ferahlatıcı çok hoş ve karakteristik bir içecektir.
Şırası alınmış fakat bir miktar şıra içeren üzüm posası (cibre) fıçılara doldurulur, üzeri vişne yapraklarıyla örtülerek sıkılır. Fermente edilmesine karşın içerdiği hardal tohumları hem alkol oluşumunu engeller hem de hoş bir aroma verir. Böylelikle damıtılmadan alkolsüz bir üzüm içkisi olarak tüketilir.

Osmanlı döneminden itibaren bir bağcılık cenneti molan Kırklareli ve civarında Rum ve Yahudi ahali alkol içeren şarapçılığı tercih ederken, Müslüman-Türk ahali de 19. yüzyılın ortalarından başlayarak alkol içermeyen hardaliyeyi tercih etmiştir.
--spoiler--