bugün
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi37
- türklere peygamber gönderilmemiş olması9
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi12
- sözlükte artık yazılamayacağı gerçeği8
- erkeklerin meme tercihi11
- güçlü kadınların ortak özellikleri11
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift11
- osman gökçek8
- icardi190514
- zalbert ramstein16
- üstteki yazarın sevdiği iki şey8
- mfö'nün en güzel şarkısı14
- kadınları öldüren bir virüs yaratıp dünyaya salmak20
- hazır olun yeni pandemi geliyor13
- 8 bin lira maaş teklif edilen öğretmen13
- evliliklerin çoğunun para yüzünden bitmesi10
- anın görüntüsü10
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız14
- albay kemal14
- diyanetin bütçesi emekliye dağıtılsın13
- iki çift bir masada nasıl oturmalıdır8
- gizli samyel ile evlenmek12
- türkiye cidden almanyadan daha iyi16
- yahudileşmiş türk13
- erdoğan yargılanınca akplilerin savunmaları13
- dünyanın patlama ile oluştuğuna inanmak22
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı16
- tek eşliliğin çok güzel bir şey olması10
- 4 haziran 2024 anayasa mahkemesi kararları16
- trt de memesi gözüken kadın38
- bulunduğunuz yerin hava durumu27
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi13
- bedenini hunharca teşhir eden türk kızı9
- 90 lı yıllara dair akılda kalanlar11
- sinemaya gitmeme sebepleri8
- israil'deki orman yangınına sevinen araptaparlar9
- galatasaray'a verilen komik faul10
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması14
- sözlük erkeklerinin birbirini kıskandığı gerçeği8
- devletin imanı arttıkça aklı azalır11
- 4 haziran 2024 istanbul sıcağı9
- türbanlı porn starlar9
- jose mourinho35
- türkiye de intihar vakalarının artması9
- albay kemalin sözlükteki yeri10
- travesti ile aynı yatakta uyanmak10
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var9
- magicovento10
- taksim'e ekran dikip kuran yayınlamak13
- albay kemal sözlükten atılsın kampanyası16
Seçimlere 2 hafta mı kaldı, kimi mi seçeceksiniz? - Şunu seçeceğim çünkü...
- Bunu seçeceğim çünkü...
- Ötekini seçeceğim çünkü...
- Berikini seçeceğim çünkü...
Kadir Çöpdemir'in seçmenlerle yaptığı röportajlar ne güzel.
Türkiye büyük bir devlet. Büyük bir devletin vatandaşı olmak ne güzel; büyük bir devleti yönetmek daha da güzel galiba, ne dersiniz?
* * *
Bugün cumartesi; hangi devletin büyük, hangi devletin küçük olduğuna boşverelim.
Birileri bizi kazıklıyor mu, kazıklamıyor mu; ona da boşverelim.
* * *
Yeryüzünde neden bir "fener" müzesi olmadığını düşünüyorum.
Karanlık bastırınca ışığa duyulan bir gereksinme ve azıcık ışık...
Goethe'nin, 83 yaşında dünyadan ayrılırken söylediği son söz:
- Biraz ışık...
* * *
Kafayı çekip çekip, sabaha kadar evlerine dönmeye çalışan serserilere şöyle derlerdi:
- Feneri nerede söndürdün?
* * *
Fenerler...
Denizlerin kaptanlarına yol gösteren deniz fenerleri ve onların bekçileri...
Ana Britannica'yı açtım ve "fener"in tarifine baktım; şöyle yazıyordu:
"Genellikle madenden bir iskeletle bunun içine yerleştirilen saydam ya da yarı saydam yüzeylerden oluşan ve içine konan ışık kaynağını korumak için kullanılan kapalı mahfaza"
* * *
Bu tanımlama bendenize çok kuru geldi.
1933'deki elektriksiz Edirne'de, gece misafirliklerine fenerle gidilirdi.
O fenerler, 4 tarafı da camdan ve her biri incecik tellerle yukarı doğru tutturulmuş, tepesinde yuvarlak bir sapı da olan ve içinde mum yanan fenerlerdi.
Kapkaranlık sokaklarda elde fener ve gece misafirlikleri...
* * *
Fenerler sonra azıcık değişti. Dikdörtgen olmaktan, yine incecik telli yuvarlak olmaya dönüştü.
Bu kez içlerinde bir mum değil, bir fitil yanıyordu ve altlarındaki küçücük depoda gaz vardı.
* * *
Kapkaranlık sokaklardan gece misafirliklerine gidilirken eldeki fenerler...
Önce mumlu fenerler, sonra gaz fitilli fenerler...
Vatanı sevmek o kadar zor değildir. Kimleri götürürse götürsün, getirisi de fena değildir.
Ama fenerleri sevmek...
Azıcık ışığı sevmek...
Hiç de getirisi olmayan bir başka sevda, başka bir dil...
* * *
Bundan 2500 yıl önce Sinop'ta doğmuş bir serseri vardı; adı Diyojen'di.
insanın da, paraya maraya, saltanata maltana aklını taktırmadan; kediler köpekler, maymunlar kertenkeleler gibi doğal yaşamasının tek mutluluk yolu olduğuna inanırdı.
Ve kalabalıklar önünde mastürbasyon yapardı.
O da, gündüzleri elinde bir fenerle "bir insan arıyorum" diye dolaşırdı.
* * *
Diyojen'in feneri...
O fener ne belalar çıkarmadı ki, Fransa'da 1871'de fabrika işçileri ve patronları arasında...
* * *
Bunları bizler, hiç konuşamadık; bizim büyük devlet Türkiye'de...
Neden ki?
* * *
Bir manga tüfekli Mehmetçiğin ve tabancalı bir yüzbaşının ortasında, elleri kelepçeli olarak kurşuna dizilmeye gitmek de pek hoş değil Selimiye Kışlası'nın uzun mu uzun koridorlarında...
Faik Türün Paşa büyük generallerimizden biriydi, ne mutlu bize.
* * *
Ama bendeniz fenerleri daha çok seviyorum.
Daha iyi yaşamak için kavrulanlara yol göstermeye yetmese de...
çetin altan
- Bunu seçeceğim çünkü...
- Ötekini seçeceğim çünkü...
- Berikini seçeceğim çünkü...
Kadir Çöpdemir'in seçmenlerle yaptığı röportajlar ne güzel.
Türkiye büyük bir devlet. Büyük bir devletin vatandaşı olmak ne güzel; büyük bir devleti yönetmek daha da güzel galiba, ne dersiniz?
* * *
Bugün cumartesi; hangi devletin büyük, hangi devletin küçük olduğuna boşverelim.
Birileri bizi kazıklıyor mu, kazıklamıyor mu; ona da boşverelim.
* * *
Yeryüzünde neden bir "fener" müzesi olmadığını düşünüyorum.
Karanlık bastırınca ışığa duyulan bir gereksinme ve azıcık ışık...
Goethe'nin, 83 yaşında dünyadan ayrılırken söylediği son söz:
- Biraz ışık...
* * *
Kafayı çekip çekip, sabaha kadar evlerine dönmeye çalışan serserilere şöyle derlerdi:
- Feneri nerede söndürdün?
* * *
Fenerler...
Denizlerin kaptanlarına yol gösteren deniz fenerleri ve onların bekçileri...
Ana Britannica'yı açtım ve "fener"in tarifine baktım; şöyle yazıyordu:
"Genellikle madenden bir iskeletle bunun içine yerleştirilen saydam ya da yarı saydam yüzeylerden oluşan ve içine konan ışık kaynağını korumak için kullanılan kapalı mahfaza"
* * *
Bu tanımlama bendenize çok kuru geldi.
1933'deki elektriksiz Edirne'de, gece misafirliklerine fenerle gidilirdi.
O fenerler, 4 tarafı da camdan ve her biri incecik tellerle yukarı doğru tutturulmuş, tepesinde yuvarlak bir sapı da olan ve içinde mum yanan fenerlerdi.
Kapkaranlık sokaklarda elde fener ve gece misafirlikleri...
* * *
Fenerler sonra azıcık değişti. Dikdörtgen olmaktan, yine incecik telli yuvarlak olmaya dönüştü.
Bu kez içlerinde bir mum değil, bir fitil yanıyordu ve altlarındaki küçücük depoda gaz vardı.
* * *
Kapkaranlık sokaklardan gece misafirliklerine gidilirken eldeki fenerler...
Önce mumlu fenerler, sonra gaz fitilli fenerler...
Vatanı sevmek o kadar zor değildir. Kimleri götürürse götürsün, getirisi de fena değildir.
Ama fenerleri sevmek...
Azıcık ışığı sevmek...
Hiç de getirisi olmayan bir başka sevda, başka bir dil...
* * *
Bundan 2500 yıl önce Sinop'ta doğmuş bir serseri vardı; adı Diyojen'di.
insanın da, paraya maraya, saltanata maltana aklını taktırmadan; kediler köpekler, maymunlar kertenkeleler gibi doğal yaşamasının tek mutluluk yolu olduğuna inanırdı.
Ve kalabalıklar önünde mastürbasyon yapardı.
O da, gündüzleri elinde bir fenerle "bir insan arıyorum" diye dolaşırdı.
* * *
Diyojen'in feneri...
O fener ne belalar çıkarmadı ki, Fransa'da 1871'de fabrika işçileri ve patronları arasında...
* * *
Bunları bizler, hiç konuşamadık; bizim büyük devlet Türkiye'de...
Neden ki?
* * *
Bir manga tüfekli Mehmetçiğin ve tabancalı bir yüzbaşının ortasında, elleri kelepçeli olarak kurşuna dizilmeye gitmek de pek hoş değil Selimiye Kışlası'nın uzun mu uzun koridorlarında...
Faik Türün Paşa büyük generallerimizden biriydi, ne mutlu bize.
* * *
Ama bendeniz fenerleri daha çok seviyorum.
Daha iyi yaşamak için kavrulanlara yol göstermeye yetmese de...
çetin altan
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar