bugün

14 şubat

az önce facebook'ta hakkında güzel bir yazıya rastladığım gün. buraya yazayım dedim ;

Bir iğne elimize battığında canımız yanıyor. Sebebini düşünmeden, direkt bir pamuk arayabiliyoruz. Ancak ''sebebini düşünmek'' kısmını, pamuğu bulup buluşturduktan sonra gerçekleştirebiliriz diye düşünüyoruz.

iğnenin tenimize batabilmesinin sebebi, tenimizle ifade ettiğimiz yüzeye, dikine kuvvetin, çok küçük bir alanla beraber uygulanmasıdır. Bir iğne ucundan, kör bir bıçak ucuna geçtiğimizde, bu ucun tenimize batabilme olasılığı azalır. Bir parmak ise, eğer ışık hızına yakın hızlarda hareket etmiyorsa, tenimize batamaz.

Şüphesiz, bu çıkarımları yapabiliyoruzdur. Ancak özel günlerden, sevgililer günü söz konusu olduğunda insanlar, her ne kadar tüm ağırlıklarını takınıp ''Artık eski tadı yok.'', ''Kapitalizme yem oldu.'' ve benzeri beyanlarda bulunsalar da, genel bir tüketim çılgınlığı ve sevgiyi parayla ifade etme sendromu ortaya çıkmaktadır. Peki tüm bunların, tenimize batan iğneyle bağlantısı ne olabilir?

Tenimiz, tüm bir yıl olsun; iğne ise, bizim o şiddetli sendromumuz. Tenimizin tüm noktaları, yılın birer günü iken, yılın sadece bir gününe bu sevgi gösterilerimizi sıkıştırmamız, sevgi gösterilerimizi birer sendroma dönüştürür ve iğne, tene batar. Bu, sadece bu bağlamda değerlendirilmemelidir. Tüketimin bir güne sıkışması, telaşın bir güne sıkışması, stresin bir güne sıkışması ve daha nicesi. Bunların hepsi, iğnenin arkasına geçerek, yüzeye dikey binecek kuvveti sağlayan etmenlerdir.

insanı, sevgi günü için bile iteleyen bir şeylerin olması bir yana, esasında bu günü, ne kapitalizm, ne de para babaları icat etmiştir. Kapitalizm, sadece oyuna sonradan dahil olan bir fırsatçıdır.

linki de vereyim tam olsun : http://www.facebook.com/p...pe=1&relevant_count=1

benim yorumum ise daha kısa ve basit olacak : sıradan bir gün, kasmayın.