bugün

hacı bektaş veli

enel hak vakası üzerinden panteizm doğurulmasına benzer bir haksızlığa maruz kalan kişi. tasavvufun tüm aşamalarını öğretilerinde tavsiye-telkin-ders konusu yaptığı halde onlardan uzak sayılan-olduğu söylenen mutasavvıf.

bir şahsın ya da görüşün deforme edilmesi sonucu ortaya çıkanlar genel kabullere ve oradan da rituellere oradan da türk filmlerindeki -yeşilçam- hacı bektaş ı veli formatına-fikret hakan'dı galiba- dönüştürüldükten yıllar sonra bir interaktif alanda tartışma meselesine de konu olabilir. -olmadıysa olmadı deyin a canlar.-

görüşün-fikrin lideri de en baştan revize edilmiş ve ana hatları ile kendisine dayatılmış ritueller vs. yaşam tarzı halini alır. tasavvufun altın zamanlarında mevlana ve onunla birlikte diğer tasavvufi kişilerle aynı tarih aralığında yaşamış-bu tarihte moğollar bağdat'ın ebesini belliyordu-kişi-ye-lere 800-900 yıl sonrasından payeler biçmek yanlıştır. binamaz çocuklarınıza para verip pilarda oynatmanız kadar yanlıştır.

o değil de, ben taktım bağdat'a. işgal edilen bağdat, abbasi devletinin sonu olmuş, dereler kan rengi kırmızı ve mürekkep renginin ebrulisine boyanmışken, "bağdat kapılarını açın kimse kılıçtan geçirilmeyecek" sözünün ardınan sözünü tutup herkesi boğduran hulagü, cengiz han'ın torunlarından biri. o devrede tasavvuf erenleri, neferleri ne yapmıştır?
merak konum bu.

enteresan meraklarım var. giderecek mecalim yok. üzerinize afiyet sanırım nevazil arefesindeyim. kemiklerim ağrıyor, kaplıca iyi gelirdi. bir kaplıca bölgesinden arkadaş edinip, "çok özledim seni" bahanesi ile istifade etmeli. oportunist çıkarımlar yapacak olanları şimdiden kınıyorum.

bir garip durum da, barbarlığı vahşeti aşikar bir adamın ismini mü'min olan birinin mü'min olan çocuğuna koyması. cengiz han. demek ki anadolu insanının büyük çoğunluğu tarih bilincinden yoksun. cesur, yiğit, kahraman, değerli, ulvi kabul ettiği kişiliği daha sonra nesnelleşecek öznel argümanlarla bir yere oturtup, onu aslında olmadığı kişiye de çevirebiliyor.