bugün

levent kırca

bir gözde umay dalkalı vardı hani.. kim milyoner olmak isterde kendi alanı siyaset bilimleri ile ilgili temel, işin a'sı denebilecek tbmmnin parlamento olduğunu bilememişti.. çok fazla tepki alınca da "inadına Atatürkçüyüm" gibi bişeyler zırvalamıştı.. o kız geldi aklıma bu boş adamın boş lakırdısı sonunda atatürk muhabbeti yaptığını görünce..

kırca'nın atatürk'ü buydu işte.. bu yaptığını takdir eder onun atatütk'ü. çok kıymet verdiği atatürk'ün kuruduğu parti genel başkanına terbiyesizlik yapabilecek promil düzeyine gelmiş demek ki! sorun sevdiği ya da karşı olduğu parti genel başkanına söylediği söz değil.. aynı şeyi herhangi birine bir şirket müdürüne bile söylemesi doğru değil.. yani kırca'nın karı düzmesi bile bir siyasinin önemli işinden daha önemlidir mi algılanmalı! konuyu saçma mecralara taşımak niyetinde olmasam da anamlandıramadığım sözleri haklı bulanlar ya da ona boş denemeyeceği düşüncesinde olanları anlamak mümkün değil.. bir komedyenin bir şekilde alkışlanmalıyım isteğinin kendisini düşürdüğü zavallı yerde, kendisine boş denemeyecek olması hissine kapılanlar neye istinaden bunu savunurlar? bizler yeterince iyi olmadığımızda nasıl işimizi kaybediyorsak, sahnede olanlar da doğru işleri yapmadıklarında alkışı ve desteği kaybederler.. sorun kırca'nın muhalifliği değil, sorun kırca'nın sürekli surette muhalifliği halk adamıyım ayağına halktan uzak söylemlerle seviyesiz dile getirişi. sorun kırca'nın muhalefeti çok yanlış algılaması, sorun kırcanın güldürürken düşündüreyim anlaıyışının aslında ne güldüreyim ne düşündüreyim çizgisine gelmesi, sorun aslında uzun zamandır kırca'nın ta kendisi..

aslında kendisi bir süredir dikkat çekmeye çalışıyor.. oya başar'la bir dargın bir barışık günlerin kaymağı o günlerde tükendi.. üstüne uzun süre bir şey çıkmadı reklam malzemesi olarak.. hülya avşarın jüri üyeliği meselesini çıkardı yakınlarda.. orda da pek iplenmeyince "karı düzme" işini dile dolamayı keşfetti sanırım.. e bu ülkede cinsellik prim yapar! bi de üstüne "ne mutlu türküm diyene" dersen sadece mynet ya da posta gazetesinin belirlediği gündemde üst sıralarda yer alabilirsin.. aklımda küçük bir mahalle mi ayarlasak bunlara diyorum.. levent kırca'yı, fazıl say'ı, yılmaz özdil'i, müjdat gezen'i, benzerlerini ve destekçilerini koysak buraya birbirlerine ne kadar tahammül edebilirler acaba?