bugün

serpil

şiir giyinmiş gözlerin...

henüz panik ataklarına karşı koyamayan çocuğum !
gözlerime perde iniyor
kızgın bulutları görüyor
yağmur damlalarını
denizin sesini dinliyorum
bir başka ben
bir başka bana benzeyen biri yüzünden ..
düşüyorum sanki
boşluğa .

kızma lütfen!
sakın bağırma
sakın kırılıpta , uzaklaşma çok uzaklarda olma
tebessüm ettiğinde inan
hala sıcak
hala umut var olacak..

serpil; aşk ölür
şiir biter bil!
ama her insanın kaderinde vardır da mutlaka aşk’tan vazgeçer
senin geçtiğin gibi.

en mütevazi yerindesin yaşamın
aşk ile dolu bir kalp taşıyorsun
aslında !
kötülükler şaşkın
yanmaktan korkmuyorsun çünkü
sen ateşi , gövdenin en kutsal mabedinde besliyorsun.

mevsimi geldiğinde
zamanı dolduğunda
mayalanacak içindeki serpilane çığlıklar -bölünecek-
gözyaşın harikulade aktığında
cemre cemre toprağa düşüp
bir fidan’ı sulayacaksın..

çözülecek o vakit
salkım saçlarının alevli bağı
aşklara yürüyeceksin
kendi şevkinle;
sevinçle...

s/öz ıslak;
göz ama
mısralar demir atacak müsveddelere
en tatlı nağmeler yansıyıp nazar’la
marina da bir gece
şiir olacak heceleyerek

serpil:
rüzgâr kokunu verince gecelere
gövdenin yanık rengi alev kesilir
silüet’in düşer gözlerine
sapsarı bir sonbahar yeli durulur içinde
sessizleşir heceler sonsuza dek
serpil sevgisi kılavuzum olsun
ruhuma işlemiştir s’aşk..
anca beni bu sevgi yaşatır..

cihan balcıoğlu