bugün

17 kasım 2012 eskişehirspor fenerbahçe maçı

futbol yazmayı seviyorum ben ama bu maçla ilgili, futbola dair yazılabilecek çok az şey var malesef. hakem yazmaktan hiç hoşlanmıyorum, şikayet etmiyorum, öncelikle özeleştiri diyorum hep. doğru kadro, doğru futbol diyorum. ama cidden bu sefer tutmakta zorlanıyorum.

çok ciddi bir taktik savaşı halinde başlayan bir maçtı ki ben büyük ilgiyle izliyordum, taa ki fırat aydınus ortalıkta fol yok, yumurta yokken caner erkin'i atıncaya kadar. birkaç sorum var şimdi:

1. fırat aydınus o mesafeden her söylenileni duyabiliyor mu, hem de arkası dönükken?
2. dördüncü hakem pozsiyonun dibinde ve o mu uyarıyor?
3. fırat aydınus daha önce de çatır çatır kart çıkardığı caner erkin'e karşı ön yargılı mı?
4. maçın başlamasıyla birlikte atarlı hareketleri ve el kol hareketleri yapan alper potuk'u uyarmadan caner'e neden direk kırmızı çıkarttı?
5. fenerbahçe aleyhine penaltı çalmak için rakibin ceza sahası içinde düşmesi yeterli mi?
6. peki diyelim caner haklı bir şekilde atıldı, sahaya girip o kadar ağır itiraz eden aykut kocaman niye atılmadı? yemedi mi?
7. dördüncü hakem caner'in kırmızı kartında söz sahibiyse, 1 metre önünde sezer öztürk'e atılan dirseği görmedi mi yoksa görmezden mi geldi?
8. kaşı açılan oyuncu varken ve tedavi olması için dışarı gönderilmesi gerekirken neden oyun durdurulmaz?
9. ve sevgili lig tv; son 4 yılda emre belözoğlu'nun ağzına zoomlayan milyon tane kameranız varken, caner'in ağzına niye zoomlayamadınız? veya veysel'in ağzına?

ben bunları sıraladım, fazlasını soracak olan varsa eklesin.

yarım saat dolmadan 10 kişi kalan bir takım için etkisiz, sayısal üstünlükle de oyunu forse eden takım için müthiş diyen futboldan zerre anlamıyordur. 10 kişi kalan takım deplasmanda elbette ki gömülerek kontra arar. hele bir de haksız penaltıyla yenik duruma düşmüşsün vs.vs.

moussa sow hakkında yazılacak çok şey var ama ben sanal ortamda çok popüler olan o ucuz terimi kullanmak istiyorum bugün. evet sow kobrayı saldı bu kadar.

maçtan uzaklaşıp biraz daha futbol dışı kısmına gelicem şimdi işin. aykut hoca çileden çıktı ve haklı da. pozisyonun dibindeydi ve o kadar çelik sinirli, sakin bir adam bile çıldırdıysa bu kadar, demek ki çok yanlış giden bazı şeyler var ortalıkta. ben sahada 3 temmuz'un bittiğini ve cevabın iyi futbolla verilmesi gerektiğini savunanlardandım. özellikle kadro seçimleri vs söz konusu olduğunda hocayı çok ağır eleştirmiştim.

önceki gün fatih terim çıkıp "3 temmuz bizi çok etkiledi" dedi. bu nasıl bir yüzsüzlüktür? sizin neyinizi etkiledi? hakkınızda her gün gazetelerde yalan haber mi yapıldı? mehmet baransu, rasim ozan kütahyalı, erman toroğlu, talip doğan karlıbel, serhat ulueren ve benzeri tetikçiler her hafta düzenli olarak sizin aleyhinizde mi attı? sizin maçlarınızdan önce mi kararlar açıklandı? sizin oyuncularınıza mı sürekli ağır cezalar geldi? hangisi oldu bunlardan? bana bir açıklayın. sonra şampiyonluk gelince bu isimlerin hepsi terim'in basına verdiği şampiyonluk yemeğinde olmadı mı? özellikle iç saha maçlarında durum sıkışınca 70. dk'dan sonra ya bir penaltı ya da rakibe bir kırmızı kart gelmedi mi? daha sayalım istiyorsanız?

aykut kocaman'ın dünkü isyanı işte bir yıldan fazladır devam eden bu linçin getirdiği bir isyandır. belki yol üstünde hoca yanlış oyuncu veya taktik tercihlerinde bulunmuş olabilir ama koyduğu karakter ve saha dışında gösterdiği liderlik onun kredisini artırmıştı. dün hocanın bu rolü hiç bırakmadığı bir kez daha görüldü. ve belki gerek hocanın, gerek yönetimin yanlışları takım adına bazı şeylerin içeriden çatırdamasına sebep olmuş ve akbabaların üşüşmesini sağlamış olabilir ancak bu maçta olup bitenler geçen yılki isyanı ve öfkeyi geri getirmekle kalmadı, birçok kişinin de öfkesini nereye yönelteceğini göstermiş oldu. hem sahadakiler takım oldu hem de destekleyenler tekrar birlik olup aynı fikirde birleştiler.

hâla bu ülkede futbolun adil şartlarda oynandığını düşünenler var mı?
veya daha geniş soralım; bu ülkede adalet olduğuna inanan kaldı mı?

bu iki soruya cevap vermeden, kimse vicdan sahibi olup gerçeklerle yüzleşemez.

her şeye rağmen teşekkürler fenerbahçe, teşekkürler aykut kocaman.

ve sonsöz çok değerli fenerbahçe yönetimine: daha ne kadar susup bu rezilliğin devam etmesine izin vereceksiniz?