bugün

aykut kocaman

karakter olarak fenerbahçe tarihinin en büyük futbolcularından. fakat ne yazık ki, vefalı bir kulüp olma geleneği sergileyen fenerbahçe'nin prensipleri dışında üzücü bir şekilde veda etmişti, ali şen yüzünden.

four four two dergisinin haziran 2007 sayısındaki harika röportajı okuyarak, kendisini tanıma yolunda ilk adımı atabilirsiniz. türk futbolunun böyle aklıselim, medeni insanlara çok ihtiyacı var. işte bu röportajdan ufak bir pasaj;

''ankaraspor ligin ilk yarısında 11 beraberlik alınca üstümüze yafta yapıştırıldı, takımı çok defansif oynattığım iddia edildi. takımımın yenilmektense beraberlik için özellikle çaba sarfettiğim söylendi. oysa tam tersi, ben takımımın büyük ekipler gibi oyuna hakim olarak oynamasını istiyorum. ve bunu sürekli pres yaparak, daha fazla sertlik uygulayarak değil, topla oynayarak uygulatmaya çalışıyorum. bu çok zor bir iş. ama ülkemizde çok kolay yafta yapıştırılıyor. 90 dakikalık maçı 90 saat konuşmaya dayalı bir futbol kültürümüz olduğu için, 90 saat konuşanlara uygun bir düzen yaratıldığı için -belki klişe olacak ama- bu işin emekçilerinin yaptıklarının, söylediklerinin hiçbir önemi yok ülkemizde...bunu ne yazık ki üzülerek söylemek zorundayım.''

kısacası kendisi 43 yaşında ve türk futbolunun en büyük yürekli, en idealist ve kişilikli futbol adamı olarak emin adımlarla ilerliyor hedefine, sakin sakin...

ve bir gün mutlaka, fenerbahçeli o'na, o fenerbahçe'sine kavuşacak...

çünkü o; (bkz: kocaman bir adam)