bugün

15 08 2012 taraftar hakları derneği bildirisi

BASINA ve iZMiR KAMUOYUNA ;

13. 08. 2012 tarihinde oynanan Altay-Göztepe maçı sonrası yaşanan olaylar, bu derneğe niye ihtiyaç var ve biz niye bunda ısrar etmeliyiz sorusuna cevap niteliğindedir. Bir futbol müsabakası oynandı pazartesi günü. Sonuçlardan, gerekçelerden, niyetlerden bağımsız ve Ege Dostluk Kupası başlığıyla oynandı bu müsabaka. 2-2 biten maçı penaltılar sonunda 6-4 Altay galip bitirdi. Evet buraya kadar her şey normal gözüküyor aslında.

Ama öyle olmadı… Maç öncesinde, maç sırasında ve maç sonunda yaşanan bazı olaylar ne futbola, ne hemşehriliğe, nede insanlığa sığabilecek görüntüler ortaya çıkarttı. Gazetelere yansıyan fotoğrafların yanı sıra stadın etrafında ve kentin değişik noktalarında arma sevdalıları tarafından başka arma sevdalılarına darp ve şiddet uygulanmıştır. Bazılarına bunlar yetmemiştir. Maçlara gidiş ve dönüşlerde, toplu taşıma araçlarına zarar verenler olduğu gibi, evinden işine ya da işinden evine gitmek için bu araçları kullanmak zorunda olan yurttaşları küfür ve bakışlarıyla taciz edenler de olmuştur.

Taraftar Hakları Derneği olarak, rakip takım taraftarına ya da kendi taraftarına futbol ve arma sevdalısı olma bahanesi ile şiddet uygulayanları, bu kentin insanlarını futboldan nefret ettirme derecesine getirenleri kınıyoruz. Yararlanan taraftarlara geçmiş olsun dileklerimizi iletir, olayların her ne kadar faili olmasak da ortaya çıkan görüntüler ve verilen rahatsızlıklar nedeniyle de hemşehrilerimizden özür dileriz.
Olayların faillerinin belirlenmesini ve gerekli hukuki yaptırımların uygulanmasını talep etmekteyiz.

Ancak, önemli olduğuna inandığımız bir konuyu da belirtmek isteriz. Tribünlerde ve stad çevrelerinde yaşanan şiddet eylemleri ve aşırı davranışlar, birkaç taraftarın cezalandırılması ya da taraftarların seyirden men edilmesi gibi yasaklarla önlemez ve önlenemeyecektir. Ülkemizde taraftarlara yönelik çeşitli ceza ve yasak uygulamaları yıllardır mevcuttur ve artarak da devam etmektedir. Çünkü tribünlere ve taraftarlara da sirayet eden şiddet ve aşırılıklar, sadece bu alana değil genel olarak toplumumuza içkin bir olgudur. Ve birey üzerinden giderilemeyecek kadar kapsamlı bir sorundur.
Şiddet; ne yazık ki hayatımızın her alanına sirayet etmiş durumdadır. Daha çocukluğumuzda aile içinde başlayan şiddet, devamında sokakta, okulda, işyerinde, mecliste… kısacası hayatımızı sarmalayan her alanda karşımıza çıkmaktadır.
Maçtan bir gün önce Limontepe semtinde olan olaylar hafızalarımızdadır. Gündüz vakti ve yüzlerce insanın gözü önünde polis şiddetine maruz kalarak yaralanan yurttaşlarımız ve ölen yurttaşımız belki de farklı renklere gönül vermişlerdi.

Taraftar Hakları Derneği olarak yetkililere de soruyoruz ;
Böylesine gerilime ve terörize edilmeye açık olan bir maç günü Halkapınar istasyonu ve Alsancak Stadı arasında ki alanda, güvenlik tedbirleri neden bu kadar yetersizdi? Aynı gün içerisinde iki maç yaptırıp, dört taraftar grubunu bir araya getirmek ne denli sağlıklıdır? Bilet satımı neden bu kadar geç saatlere ve sıkışık bir zaman dilimine bırakıldı?

Ama tabi sadece bunlar olan olayların sebebi olamaz şiddeti ve saldırma kültürünün bütünlüklü bir şekilde örgütlendiği ve önümüze sunulduğu bu ortamda yetkililer daha dikkatli olmalıydı, taraftarlar da daha vicdanlı. Kendini taraftar diye nitelendiren futbol ve tribün düşmanları, rakip bir taraftarı darp ederek öncelikle kendi tarihi ve armasına sonrada tüm insanlığa zarar vermektedir.
Bizden olmamız beklenen yurttaş ve taraftar tanımı hep birlikte ve gerçek sevgiyle tekrar tariflenip, yeniden tanımlanmalıdır. Mahallelerimiz, okullarımızı, fabrikalarımız, stadyumlarımız saran bu öfke ve şiddet yerini kardeşliğe ve sevgiye bırakmalıdır.

Ve biz Taraftar Hakları Derneği olarak diyoruz ki;
Taraftarlıkla şiddeti karıştıran bu güruhlar yok oluncaya, şiddet stadyumlardan ve hayatımızdan çıkıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir. Bir grup Altay, Göztepe, Karşıyaka ve Bucaspor taraftarının inisiyatifiyle kurulan bu dernek, bu şiddet iklimi ve şuursuzluklara karşın beraber mücadele etme güdüsünü çok daha yukarılara taşımakta ısrarcıdır. Bizler bu olayların zanlıları cezalandırılana kadar bu işin peşini bırakmayacağız. Maç günü gerekli önlemleri alamayan emniyet ve valilik başta olmak üzere herkesin hesap vermesini istiyoruz. Ve bu sorunlar çözülünceye kadar her türlü hukuki yolun muhatabı ve tarafıyız.
Valiliğin yayınladığı basın metninde, topu kulüplere atıp 'aba altından sopa göstererek' futbolseverlere ve arma sevdalılarına deplasman yasağı uygulamaya çalıştığını görüyoruz. Kulüplerimize futbolun renginin tribünler olduğunu hatırlatıyor ve taraftarın takımın desteklemekten men edilemeyeceğini savunuyoruz...

Ve var gücümüzle haykırıyoruz ;
YAŞASIN RENKLERiN KARDEŞLiĞi… YAŞASIN TARAFTAR DAYANIŞMASI…

TARAFTAR HAKLARI DERNEĞi