bugün

ubeyde bin haris

ubeyde bin haris bin abdülmuttalib,

peygamber efendimizin amcasının oğlu. 63 yaşında bedir savaşında şehit olmuştur.

Bedir Savaşı'na iştirak eden bu bahtiyar mücahidin bütün arzusu "şehit ol­mak"tı. iki ordu karşılaştığında, müşriklerden Utbe, Şeybe ve Velid meydana çıkarak çarpışacak yiğit istediler. Karşılarına Ensar'dan üç kişi (muaz bin amr, muavviz bin amr, abdullah bin revaha) çıktı. Fakat onlar, " Biz sizi istemiyoruz. Abdülmuttâliboğullarından amcalarımızın oğullarıyla çarpışmak istiyoruz! " diyerek onları reddettiler.

Bunun üzerine Peygamberimiz, " Kalk yâ Ubeyde! Kalk yâ Hamza! Kalk yâ Ali! " buyurdu.

Bu üç yiğit hemen meydana fırladı. Müşrikler onları karşılarında görünce sevindiler. " Evet, siz bizim dengimizsiniz. " dediler ve kıyasıya cenge tutuştu­lar. Hz. Hamza Şey­­be'yi, Hz. Ali de Velid'i bir anda tepeledi. Ubeyde (r.a.) ile Utbe ise birbirlerini ayak­ta duramayacak şekilde yaraladılar. Hz. Hamza ve Hz. Ali hemen Ubeyde'nin yardı­­mına koştular ve Utbe'yi öldürdüler. Ubeyde'yi de (r.a.) kucaklayarak saflarına taşıdılar.

Ubeyde (r.a.) Re­sû­lul­lah'a, " Yâ Re­sû­lal­lah, ben şehit değil miyim? " diye sordu.

Peygamberimiz, " Evet, şehitsin. " buyurdu.

Buna çok sevinen Hz. Ubeyde, " Ebû Tâlib sağ olsaydı, söylediği söze, kendisinden ziyade, benim layık olduğumu anlardı. " dedi. Sonra da Ebû Tâlib'in şu beytini okudu:

" Biz, onun çevresinde çoluğumuzu çocuğumuzu unutturacak derecede çar­pışıp yerlere serilmedikçe, onu size teslim edeceğimizi mi sanıyorsunuz?! ".

*** Yıllar sonra Re­sû­lul­lah kabrinin yanından geçerken şöyle buyur­muştur: " Hissettiğiniz bu güzel koku, onun kabrin­den yayılmaktadır. " ***