bugün

francis ford coppola

sinema dehasıdır. godfather filmlerinin üçünü de onun yorumlarıyla tekrar izledim ve gördüm ki... bu mükemmel seri, daha ziyade kusursuz olan ilk film aslında yapılışı sırasında hiç de kusursuz değilmiş.

ama kusur yönetmenin kendisinde değil, bizzat batmaktan kurtardığı paramount picturesdan kaynaklanıyor. Örneğin, ben filmdeki birçok sahnede oyuncuların kendilerinin oynatılmadığını, gündüz geöen bir sahnenin gece çekilmek zorunda kalındığını, deneme amaçlı çekilen sahnelerin filmde daha sonra zorunluluktan kullanıldığını söylesem; herhalde 3. sınıf bir filmden bahsediyorum diye düşünürsünüz.

Ama zamanının koca koca yönetmenlerinin girmeye çekindiği bir topa 33 yaşında girip, muhtemelen daha iyisi asla yapılamayacak bir filmi 60 günde çekmek de her yiğidin harcı değil. Bununla beraber, asla yaptığı işle ilgili böbürlenmeyerek tüm oyuncularından bahsederken harika bir oyuncu, mükemmel bir insan, tanımlamalarını kullanabilmek de bence marifettir. üstelik bu işi de kitap uyarlamasındaki ana temayı değiştirerek, yapımcıların istemediği oyunculara***** sonuna kadar arka çıkarak, ucuzuna kaçacağım, patrona yaranayım aman diye 40 lı yıllarda geçen filmi 70 lere taşımadan çekerek ve bu kadar riski kovulma pahasına alarak yapmak, 33 yaşında bir yönetmen için büyük cesaret gösterisidir. Kızını, annesini, babasını, bilimum akrabalarını filmde kullanmış olmasına eleştirel yaklaşırdım ama tüm hayatını seferber edip ortaya böyle bir iş çıkartınca insan birşey söyleyemiyor.

istanbul'daki filmi keşke çekseydi, bizde şehrimizi aksiyon filmlerindeki soytarılıklardan fazlasıyla coppola yorumuyla izleyebilseydik. bilmem hala mümkün müdür?