bugün

ünal aysal

öncelikle zeka seviyesi bu sözlükte yazan pek çok yazarın ki buna galatasaraylılar da dahil üzerindedir.

entellektüel birikimi yüksek hatta belki de en yüksek başkandır. hataları elbette ki vardır. en başta çok konuşuyor bence, bu kadar konuşunca da ister istemez -muhtemelen sadece türkler tarafından- yanlış anlaşılacak şeyler söylüyor. en son söyleminin farklı yerlere çekilmesi ise bence cinselliğe ne kadar aç, ne kadar abazan bir millet olduğumuzu göstermektedir o ayrı.

kendisinin bir röportajını okumuştum. orada hobilerinden, sevdiği kitaplardan filan bahsediyordu. edebiyattan, kitaptan nispeten anladığını iddia eden benim ağzımı açık bırakmıştı o röportaj. senelerin sahafçısı gibi rus edebiyatından girip fransız edebiyatıncan çıkmıştı ünal aysal o röportajda. böyle birikimli, akıllı bir adamdır kendisi.

bu kadar insanın en çok laf edebildiği şey botoksu olduğuna göre de bu işlerinde ne kadar başarılı olup nasıl bir kıskançlık yarattığının en güzel örneğidir. dibe vurmuş galatasaray' ı, üstelik futbol dışı branşlarıyla beraber ayağa kaldırmış bir başkandır ünal aysal. türk spor basınının ezberlerini bozan söylemleri olmaktadır sık sık. son verdiği röportajda seksi kelimesine takılıp kalanlar göremese de çok güzel, çok mantıklı şeyler söylemiştir.

''bir oyuncuya 2, bir oyuncuya 5 milyon euro verirseniz o oyuncuyu oynatamazsınız'' diyerek seneler sonra daha bizim çocukken fm ile keşfettiğimiz tavan oyuncu ücret uygulamasını getirmiştir türk futboluna, en azından galatasaray' a. zira öncden tavan ücret hep oyuncuya gçre belirlenirdi, bir standart yoktu. bir sene en yüksek ücretiniz 2 milyon euroyken bir sene sonra bunun 3.5 milyon euroya çıkabildiği, ertesi yıl tekrar 2.5 milyon euroya düşebildiği garip bir uygulama var bu ülkede. lincoln mesela geldi, maaşın damına koydu, o gitti tavan fiyat bir anda 1 milyon euro azaldı yine.

''şampiyonlar liginde gruptan çıkmamız başarıdır, sonraki sene tekrar katılıp bu kez çeyrek finali zorlamalıyız'' diyerek doğru düzgün bir hedef koymuştur. bizim eski alışkanlığımız ise genelde başkanın ''hedef avrupa da final'' demesiydi. 100 küsür senede galatasaray bir yarı final ve bir çeyrek final, fenerbahçe bir çeyrek final oynamış, galatasaray uefa' yı almışken her gelen başkanın hedefi avrupa' da final olarak belirlemesi komikti.

ironiden, espriden anlamayan basın da ünal aysal karşısında afalladı zaman zaman;

-efendim yıldız golcü ile anlaşılmış jet hazılanmış
+ben daha yürüyerek gelen yıldız oyuncu görmedim

sözün özü; son derece başarılı, akıllı, mantıklı, realist ve esprili bir başkandır ünal aysal.