bugün

liberal sol

şimdi yeni jenerasyon ergen solcularımız çıktı meydana. marifeti, alakalı olsun, alakasız olsun her linkin altına atatürk ve 1. cumhuriyet'e saldıran çoğu sınıfsal temelden yoksun, en azından ıq'su ayakkabı numarasından büyük kişilerin ortaya atamayacağı tezleri, kinder süpriz yumurtadan çıkarmışcasına ortaya çıkıp söyleyebilmesi.
hiçbirşey eleştirilmez değildir, dolayısı ile yanlış olan eleştiri yapması değil bunu hangi akla hizmet, ne şekilde yaptığıdır. bugün artık 1.cumhuriyet'ten eser kalmamışken, ona ait tüm kurumlar 1990 sonrası doğu bloğunun çöküşü ile ivme kazanarak büyüyen 2.cumhuriyetçiler tarafından revize edilmişken, bu oyuna 12 eylül sonrası mutasyona uğrayan, soldan devşirme liberal solcular eşlik ederken, kemalist aydınlar, generaller, rektörler, gazeteciler, milletvekilleri yani tüm küçük burjuva askeri-sivil zümre bu dinci-gerici 2.cumhuriyetler ve liberal solcuların eli ile hapislere hücrelere tıkılırken, kurulmakta olan yeni cumhuriyeti görmeyip sürekli artık hiçbir kurumundan eser kalmamış bir olguya saldırmanın adı takıntılı ruh halidir, zararlıdır. çünkü sınıf bilincinden yoksul her eleştiri, burjuva ağzı ile yapılan her saldırı yine o burjuva düzene hizmet eder.
liberal-burjuva-sınıf aklı, kendi hayalinde yarattığı dünyanın özgül kavram ve kategorilerinden yola çıkan, gerçekliğe de, kendi sınıf çıkarlarına denk bir epistemolojiyle yaklaşan bir akıl olduğundan, baştan eksik/yetersiz ya da sakatlanmış/sorunlu bir akıldır.
akademiye, medyaya ve entelektüel çevrelere de büyük ölçüde hâkim olan burjuva akıl/dünya görüşü (buna katıksız liberaller kadar sol liberaller, sivil toplumcular, ikinci cumhuriyetçiler, hakiki demokratlar, radikal demokratlar vb dahil), toplumsal olguları, sosyal koşullar ve ilişkiler dışında duran, sabit, yalıtık gerçekliklermiş gibi ele aldığından, cumhuriyeti de yanlış bir zeminde sorunsallaştırmaktadır.

örneğin, bu bakış açısının, genellikle, ya bir takım özsel-sabit niteliklerle yüklü kavramlar, dolayısıyla fiktif (ideal-tipik) modeller veya tekil-ampirik olgular ile onların görüngüleri üzerinden cumhuriyeti sorguladığı görülmektedir. bu tarz bir yaklaşım, özü gereği (tarih-dışı kavramları ve toplum-ötesi modelleri referans aldığından), skolastiktir. ikincisi, olgunun tarihselliği ve toplumsallığını göz ardı ettiğinden idealist/metafiziktir. üçüncüsü, toplumsal gerçekliğin bütünlüğünü; olguların gerek kendi aralarında gerekse bütünle ilişkilerindeki diyalektiği hesaba katmadığından, partikülarist/pozitivisttir.

1.cumhuriyet, atatürk, kemalizm tabii ki eleştirilebilir, ancak 1.cumhuriyeti eleştirebilmek için en az ona ait kurucu ideolojiden daha yüksek bir ideolojiye sahip olmak gerekir. bunlar şüphesiz ki sosyalistlerdir. ve sosyalistler de burjuva-liberal, ergen ağzı ile değil sınıfsal bakış açısı ile eleştiri yaparlar!

cumhuriyet karşısındaki sosyalist tutum, küreselleşme ve solun yenilgisiyle hegemonik bir güç elde eden liberallerden ve islamcılardan ayrılmak zorunda. dolayısıyla cumhuriyet, onun aştığı (hilafet, monarşi, işbirlikçilik gibi) değerlerle örtüşen perspektiflerle eleştirilmekten kaçınılmalı.