bugün

feda tişörtü

bunu alan insan fenerlilerle dalga geçme hakkından feragat etmiş olur. fenerbahçe taraftar kartı'ndan zerre farkı yoktur.

ben, futbol oyununu (futbol topunu kale adı verilen alanın içine sokma) siyah beyaz renkli formayla oynayan beşiktaş takımını destekliyorum; hayattaki boş zaman dilimlerimden bazısını bu oyun ve beşiktaşla birlikte dolduruyorum.

bu kadar. daha fazlası değil. futbol sadece ve sadece futboldur. masa tenisi de sadece masa tenisidir. olguları karmaşıklaştırdıkça, karmaşık sözde anlamlar yükledikçe yalandan bir tutku ve ayrıştırma kümesi (holiganizm) yaratmış olursunuz. bu çıkarımın türk sporundaki başlıca örneği fenerbahçedir. adamları yola getirmeye çalışırken senin gidip böyle saçma şeylere para dökmen tarafını (holiganizm) belli etmendir. futbol, türk ligleri bazında, dünya ligleri bazında bakıldığında mahalle futbolu değildir. amatör futbol değildir. şeref bey'in zamanındaki düzenle şu anki düzen arasında bir bağ yoktur. futbol kulüpleri ve genel olarak spor kulüpleri birer şov müessesesidir. şov müesseselerine fazladan para vermek, olanları ve olayları dramatize ederek bir şov organizasyonunu "ölümüne sevmek" holiganlıktır, insanın içine debelendiğini bir şekilde farkedemediği bomboş bir saçmalıktır. şov izliyor ve takip ediyorsan tek vereceğin para stadyum ve platform (diji, smart...) parasıdır, ki fiyat ve/veya kalite seni cezbetmiyorsa bunları verme zorunluluğun da yoktur.

stadyumda ayrıca yapılabilecek sadece güzel hareketler vardır desteklenebilecek; pankart, marş v.s. bunların içeriğinin de küfür, hakaret v.s. olmadığı şartlarda. çarşı grubu buna benzer güzel şeyler yapıyor; kürt/türk/ermeni/v.s. toplamda insan olan parçaları birleştirici hareketlerle, bazı bazı insan gibi muhalifliğiyle v.s. ama hiçbir zaman holiganlıktan sıyrılmış bir hareket de değil çarşı grubu da.

bahsi geçen ideaya tek oturan grup boz baykuşlar'dır. futbol ve taraftarlık dediğin boz baykuşlar'dan ne eksik ne fazlasıdır. aynı çizgi doğrultusunda sadece daha da büyüyebilir nicelik anlamında, nitelik baki kalmak şartıyla.

futbolu ve gündelik hayattaki her şeyi, aslolduğundan/varolduğundan daha büyük, daha karmaşık ve daha bölücü hale getirmek için atılan adımlara verdiğin en küçük destek, seni de, "bu uğurda" ölecek, yaralanacak, mağdur olacak insanların mağduriyetinin nedeninin sorumlularından yapacaktır.

beğendiysen tişörtü, git çakmasını yaptır giy gez. 1 liralık tişörtü, anıları parayla kirleterek 20-30 liraya satan sinsi tüccardan alacaksan, stadda rakip taraftarla yanyana oturup maçı izleyeceğin o güzel günlerin, senin de verdiğin destekle hiçbir zaman gelmeyeceğini bileceksin.

(bkz: che guevara tişörtü)

bu yazılanları ancak başkası yazdığında/söylediğinde düşünebilecek raddeye gelmektir holiganlık.