bugün

türk tarihinin ana hatları

hint avrupa odaklı tarih anlayışına başkaldıran, yeni ve gerçek tarih anlayışının ürünü olan eserdir.
bazı tarih bilmezlerin dalga geçmeye çalıştığı saptamaları bir ırkçı yaklaşımın ürünü olmadığı gibi, türk tarih ve türk dil konferanslarına katılan yabancı bilim adamlarının da katkılarıyla oluşturulmuştur.
dönemin önde gelen bilim adamlarının da kabul edip onay verdiği türk tarih tezi'nin türk milleti'ne ve dünyaya aktarılmış belgesidir...

kitaptan birkaç satırbaşı;
--------------------------------
bu kitap belirli bir amaç gözetilerek yazılmıştır.
şimdiye kadar memleketimizde neşrolunan tarih kitaplarının çoğunda ve onlara mehaz olarak fransızca tarih kitaplarında türklerin dünya üzerindeki rolleri şuurlu yada şuursuz olarak küçültülmüştür.
türklerin ecdat hakkında böyle yanlış malumat alması türklüğün kendini tanımasında, benliğini inkişaf ettirmesinde zararlı olmuştur.

bu kitapta gözetilen esas amaç, bugün bütün dünyada, tabii mevkiini istirdat eden ve bu şuurla yaşayan, milletimiz için zararlı olan bu hataların düzeltilmesine çalışmaktır.
aynı zamanda bu, son büyük hadiselerle ruhunda benlik ve birlik duygusu uyanan türk milleti için "milli bir tarih yazmak"
ihtiyacı önünde atılmış ilk adımdır.
bununla milletimizin yaratıcı kabiliyetinin derinliklerine giden yolu açmak, türk deha ve seciyesinin esrarını meydana çıkarmak, türkün hususiyet ve kudretini kendine göstermek ve milli inkişafımızın, derin ve ırki köklere bağlı olduğunu anlatmak istiyoruz.

bu tecrübe ile muhtaç olduğumuz o büyük milli tarihi yazdığımızı iddia etmiyoruz.
yalnız bu hususta çalışacaklara umumi bir istikamet ve hedef gösteriyoruz...
-------------------------------

tarihin en büyük cereyanlarını yaratmış olan türk ırkı, en çok benliğini muhafaza etmiş bir ırktır.
genel tarihin ve medeniyet tarihinin bugünkü insanlığın düşünürlerini o kadar merakla meşgul eden karanlık sayfalarını izah için türk ırkını esas tutmaktan başka çare yoktur.
bu esas kabul edilince bütün açıklanması zor görünen meseleler aydınlanacak tarihte boş bırakılan veya soru işaretleri ile doldurulan bölümler tamamlanacaktır.

insaflı, haktanır ve tarafsız avrupalı bilim adamlarının fikirlerinden ve delillerinden de istifade edilerek savunulan tezimizde, hiçbir ırk ve millet için aşağılama ve küçük görme kastı yoktur.kendi milletini sevdiği kadar başka şahsiyet ve varlıklara saygı türklüğün şiarlarındandır...

bu eserin amacı, girişte izah ettiğimiz gibi asırlarca birçok haksız iftiralara uğratılmış, ilk medeniyetlerin kuruluşundaki hizmet ve emekleri inkar olunmuş büyük türk milletine, tarihi hakikatlara dayanan şerefli mazisini hatırlatmaktır.
şunu da ilave edelim ki 10.000 yıllık göğüs kabartan ve alın yükselten bir mazi türk milletine boş ve lüzumsuz bir gurur vermeyeceği gibi her milletin tarihinde görülmüş ve görülebilecek hallerden olarak birkaç asır ön saftan ayrılmış bulunmak da fütur vermez...
----------------------------------

bütün dünyaya medeniyet yaymış olan türkler, asıl vatanları olan orta asya'da muhtelif devirlerde yüksek medeniyetler kurmuşlardır...
burada uygun şartlar sayesinde türkler medeniyetçe gelişerek gayet yoğun bir maden medeniyeti kurmuşlardı.
bu devirde bu sahada yaşayan türkler aynı zamanda ziraatçi idiler.
ziraat ve madenciliğe dair sözler, bütün türk lehçelerinde aynıdır.
bu türklerin dünyaya yayılmadan önce, bütün türklerin aynı sahada yaşadıkları zaman dahi ziraatle uğraşmış, maden işlemeyi bilmiş olduklarını ispat eder.
bu devrin kaç asır sürdüğü tahmin edilemez.
-----------------------------------
eski türkler madenleri nereden alıyorlardı?
altay dağlarının pekçok yerinde keşfolunmuş maden ocakları ve izabe fırınları bu soruya cevap veriyor.
türkler madenleri kendileri yerden çıkarıyor, kendileri işliyorlardı.
yani, eski türkler madenden eşya yapmasını bildikleri gibi, madenleri işlemesini, kullanılabilecek hale getirmesini de biliyorlardı.
diğer deyimle, türkler madencilik sanatının bütün şekilleri ve bütün usullerine aşina idiler.
eski türk ülkelerinde, eski devirlerde işletilip bırakılmış maden ocakları gayet çoktur. çoğu bakır madeni ocaklarıdır. bu ocaklardan bazılarının yer altındaki koridorları, tam asrımızda yapılmış ocaklar gibi mükemmel bir surette ağaç direklerle dayatılmıştır.
bu ocakların çoğu, türklerin madenleri ancak kendi ihtiyaçları için değil, diğer milletlere satmak için de çıkardıklarını ispat ediyor.
kurganlarda bulunan eşyalardan türklerde madencilik sanatının gayet ünlü bir sanat olduğu da anlaşılmaktadır.
leningrad'ın ermitaj müzesinde kurganlarda bulunmuş eşyalar arasında, çekiç tutmuş bir maden işçisini gösteren küçük bir bakır heykel bulunmaktadır. bundan başka kurganlarda pek çok küçük çekiç bulunmuştur.
anlaşılıyor ki türkler, bu gibi heykelleri ve çekiçleri bir süs olarak kullanıyorlardı...

eski türkler, bakır, tunç ve demirden başka altın da çıkarırlardı.
orta asya'nın birçok yerinde terkedilmiş altın madeni ocakları keşfolunmuştur.
bu maden ocaklarında bakır aletler bulunmuştur...
-------------------------------------
ey türk milleti!
sen yalnız kahramanlık ve cengaverlik değil, fikirde ve medeniyette de insanlığın şerefisin...

tarih, kurduğun medeniyetlerin, sena ve sitayişleri ile doludur.
mevcudiyetine kasteden siyasi ve içtimai amiller birkaç asırdır yolunu kesmiş, yürüyüşünü ağırlaştırmış olsa da 10.000 yıllık fikir ve hars mirası, ruhunda bakir ve tükenmez bir kudret halinde yaşıyor.
hafızanda binlerce yılın hatırasını taşıyan tarih, medeniyet safında layık olduğun mevkii sana parmağıyla gösteriyor.
oraya yürü ve yüksel!
bu senin için hem bir hak, hem de bir vazifedir...